Dünya Otomotiv Sektörü, Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilir Tüketici Finansmanı

Pandemiyle beraber dijitalleşme ve sürdürülebilir mobilite talepleri önemli ölçüde arttı. Buna bağlı olarak günlük hayatımızda kullandığımız ürünlerin çoğunda yer alan çip ve yarı iletken üretimi son dönemlerde global güç dengelerinde en çok tartışılan konular arasında yer almaya başladı.

Çiplerin kullanım alanı; akıllı telefonlar dahil olmak üzere çeşitli telefonlar, bilgisayarlar, otomobiller, oyun konsolları, güneş enerjisi sistemleri ve akıllı ev cihazlarının yanı sıra savunma, uzay ve havacılık endüstrilerinde günden güne artıyor.

Asya pazarına baktığımızda Tayvan’ın uluslararası yarı iletken ve çip alanındaki çalışmaları 1980’lerde başladı. O zamanlarda dünyanın önde gelen yarı iletken firmalarının kendi ülkelerindeki tesislerinde üretim yapılıyordu. Ancak çiplerin tasarım ve üretim açısından karmaşık bir yapıya sahip olması üretim maliyetlerini artırdı. 1987’de Tayvan’da ortaya çıkan farklı iş birliği ve çalışma modelleri, dünyadaki birçok üreticiyi bu bölgede iş yapmaya yönlendirdi. Sözleşmeli üretim yapan bu yeni şirketler yarı iletkenleri, mühendislik firmalarının istediği şekilde ve geniş kapsamlı üretiyordu. Bu model altında faaliyet gösteren firmalar, daha çok AR-GE faaliyetlerine yönelirken, fason üretimlerini de lisanslı olarak bu alanlarda yaptırdı. Bu eğilim, 1990’da küresel pazar payının kabaca % 40’ına ve 2020’de % 12’sine sahip olan Amerika’nın yarı iletken üretim kapasitesinin düşmesine sebep oldu.

2020’de ise Tayvanlı en büyük üreticinin bu alanda dünyadaki gelirlerin % 54’üne ulaştığını ve Amerika’nın en büyük teknoloji şirketlerinden bazılarının, çiplerinin yaklaşık % 90’ını Tayvan’da ürettiğini görüyoruz. Tayvan, Japonya ve Güney Kore’nin küresel üretim kapasitesinin yaklaşık % 80’ini oluşturuyor. Diğer yandan Asya’da artan gerilimin, otomotiv ve küresel tüketici elektroniği endüstrisindeki zincirleme etkilerle bu çiplerin üretiminde ciddi aksamalara sebep olabileceğine yönelik haberleri de duyuyoruz.

Tayvanlı büyük üreticilerin, dünya çapında yaklaşık 500 müşteri için 10 binden fazla ürün ürettiğini görüyoruz. Büyük telefon üreticilerinden bilgisayar üreticilerine, havacılık ve uzay sanayinden otomobil üretimi ve elektronik ürünlere kadar, küresel ekonominin hemen her dalına katkı yapan bu sektör stratejik öneme sahip. Bu alandaki üreticilerin sayısı 20’ye kadar ulaşırken, Tayvan’ın kuzeybatı kıyısındaki yarı iletken metropolü Hsichnu’da oluşturulan serbest bölgede üretim yaptıklarını görüyoruz.

Tayvan, dünyadaki tüm yarı iletkenlerin kabaca % 50’sini üretirken, otomotiv sektörünün geleceğini belirleyen dijitalleşme, yapay zekâ veya otonom sürüş gibi adımlar da yarı iletkenlere bağımlı durumda AR-GE faaliyetlerinin devam etmesini sağlıyor. 

Global eksen değişimi ve dünya otomotiv ekonomisine etkisi

Geçmiş dönemde ABD, Asya’daki fason üretime bu kadar bağımlı olmanın doğurabileceği olumsuz sonuçlara karşı ABD’li ve Asyalı yüksek teknoloji şirketlerine ABD’de üretim tesisleri açmaları için yönlendirme yapmıştı. Bunun bir yansıması olarak Tayvan’ın en büyük çip üreticisi, Arizona’da 12 milyar dolar maliyetle kurulacak fabrikada 2024 yılında üretime başlayacak. Asya’da oluşan denge değişiminin dünya otomotiv ekonomisi üzerinde büyük bir zincirleme etkisi olacağı düşünülüyor.

ABD’de çip üretimine 280 milyar dolarlık teşvik tasarısı onaylanırken, yarı iletken üretimi için yaklaşık 52 milyar dolarlık desteğin yanı sıra fabrika kurulumunu teşvik etmek için 4 yıllığına % 25’lik vergi indirimi sunuluyor. Amerikan topraklarında yeni çip fabrikalarının kurulmasını teşvik etmek üzere sunulan destekler, Asya’da Çin’de üretim yapmama güvencesi veren fason çip imalatçıları için geçerli olacak. Ülkeler, artan teknoloji ihtiyacı ile savunma ve havacılık endüstrisi için fason olarak üretilen yüksek teknoloji bileşenlerinin üretimini kendi ülkelerine geri çekmek için yıllardır yoğun bir çaba harcıyor.

Avrupa ülkeleri de Asya çip üreticilerine olan bağımlılığı azaltmak için adımlar atıyor. AB Komisyonu, Avrupa’nın küresel çip üretimindeki payının 2030 yılına kadar iki katına çıkarılarak % 10’dan % 20’ye yükseltilmesi için Avrupa Çip Yasası ile çip endüstrisini 43 milyar euro kamu fonlarıyla destekleyecek paketi açıklamayı planlıyor. Buna bağlı adımın ilki olarak Almanya’nın kuzeydoğusunda bir çip fabrikası kurulması planlanıyor.

Hammadde ve arz sıkıntılarının, yarı iletken üretiminin otomotiv üretimine etkisini Avrupa otomotiv pazarında net görebiliyoruz. AB, UK (Birleşik Krallık) ve EFTA(Avrupa Serbest Ticaret Birliği) ülkeleri toplamına göre otomotiv pazarı 2022 Ocak-Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre % 14,8, otomobil pazarı % 13,7 ve hafif ticari araç pazarı % 24 düşüş gösterdi. Avrupa otomotiv pazarı 2022 yılı Ocak-Haziran döneminde 6.615.004 adet seviyesinde gerçekleşti. 2021’in aynı döneminde ise 7.768.154 adet toplam satış rakamına ulaşmıştı. Avrupa’nın en büyük pazarlarında arz kaynaklı benzer düşüşleri görüyoruz. Almanya’da otomotiv pazarı % 19 daralma ile 308 bin adetten 250 bin adete; İngiltere’de % 23.7 düşüşle 224 bin adetten 171 bin adete, Fransa’da da % 15.6 düşüşle 251 bin adetten 212 bin adete geriledi.

 

Ülkemizde otomotiv sektörü ve elektrikli araçlar

Türkiye’ye baktığımızda ise 2022 yılı Ocak-Haziran ayları arasında geçen yılın aynı dönemine göre % 8,8 düşüş ile Avrupa otomotiv satışları sıralamasında 6. ülke olarak yer aldığımızı görüyoruz.

2022 Temmuz’unda ise Türkiye’de otomotiv satışları 52.206 adet ile bir önceki yılın aynı dönemine göre % 9,1 artarken, Ocak-Temmuz 2022 döneminde % 7.3 azalarak 410.110 adet oldu.

Elektrikli araçlarda ise 2025’te küresel otomobil endüstrisinin, bu yılki 6,6 milyona kıyasla 20,6 milyon satış rakamına ulaşması öngörülüyor. Elektrikli araçlar 2025’e kadar Çin ve Avrupa’da binek araç satışlarının % 39’unu, İngiltere, Almanya ve Fransa’da %e 40 ila % 50’sini oluşturacak.

Çin ve Avrupa’nın 2025’te küresel olarak tüm elektrikli araç satışlarının % 80’ini oluşturacağı ve ABD’nin dünyadaki elektrikli araç satışlarının yalnızca % 15’ini temsil edeceği tahmin ediliyor.

Çevre dostu araçlar aynı zamanda, düşük emisyon salınımı ve daha yüksek yakıt verimliliği gibi özelliklere sahip oldukları için, genellikle daha düşük MTV ödeme uygulamalarına tabi tutuluyor. Bu sayede, insanların çevre dostu araçlara yönelmeleri teşvik edilirken, aynı zamanda çevresel etkilerin azaltılması hedefleniyor

 

Türkiye’de hibrit ve elektrikli araçlara ilgi artıyor

Ülkemizde 2021 yılı sonunda hibrit araçların 49.493 adetlik bir satış rakamına ulaştığını görüyoruz. Bir önceki yılın aynı döneminde bu rakam 24.131 adetti. Elektrikli araçlar ise yine 2021 sonunda 2.846 adetlik satış rakamına ulaştı, 2020’de bu rakam 844 idi. Bu da bize elektrikli ve hibrit araçların yıldan yıla daha fazla tercih edilmeye başladığını gösteriyor.

Ocak-Temmuz 2022 döneminde ise hibrit otomobil satışları 30.417 adetle % 9,5 pay alırken 2.532 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. 2021’in aynı döneminde ise bu rakamlar hibritte 29.918, elektrikli otomobillerde ise 1.019 adetti. 

Ülkemizde 2021 yılı sonunda hibrit araçların 49.493 adetlik bir satış rakamına ulaştığını görüyoruz. Bir önceki yılın aynı döneminde bu rakam 24.131 adetti. Elektrikli araçlar ise yine 2021 sonunda 2.846 adetlik satış rakamına ulaştı, 2020’de bu rakam 844 idi. Bu da bize elektrikli ve hibrit araçların yıldan yıla daha fazla tercih edilmeye başladığını gösteriyor.

Sürdürülebilir adımlar ve elektrikli araç şarj istasyonları

Garanti BBVA olarak “Dünyaya iyi bakalım, geleceğe iyi bakalım” anlayışımızla sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak, mobiliteyi desteklemek, 2053 karbon nötr hedefimize doğru ilerlemek için hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize diğer taşıt kredilerine göre daha uygun faizle çevreci taşıt kredisini ücretsiz HGS ile sağlıyoruz.

Ülkemizde elektrikli araçların gelişiminde en önemli unsurlardan biri olan tüketicilerin elektrikli araçları daha kolay benimsemelerini sağlamak için şarj altyapısını hızlandırmak amacıyla özel sektör tarafından hayata geçirilecek elektrikli araç şarj istasyonları konusunda da öncü uygulamalar ve teşvikler verilmeye devam ediyor. Bu sayede, Türkiye hızlı şarj kapasitesini en hızlı artıran ülkelerden biri haline gelecek.

Garanti BBVA olarak elektrikli araçlarla oluşan ekosistemin gelişimini hızlandırmak, elektrikli araçlar için hızlı şarj istasyonlarının kurulması ve elektrikli araç şarj istasyonu finansmanı için bireysel müşterilerimize alışveriş kredisi veriyoruz. E-şarj istasyonu kurmak isteyen bireysel müşterilerimize 3 ila 36 ay vadeyle 30.000 TL’ye kadar kullanılacak alışveriş kredisini anlaşmalı firma bayileri aracılığıyla sunuyoruz. Krediyle sitelere, apartmanlara ve müstakil konutlara kurulum yapılabiliyor.

Bugün, Ukrayna-Rusya savaşıyla artan hammadde sıkıntıları, Çin-Tayvan gerilimiyle ortaya çıkabilecek muhtemel yarı iletken tedarik sorunları doğrultusunda, uluslararası emtia piyasalarında meydana gelen hasarlar ile bu hasarların tedarik zincirleri ve lojistik alanında yaratacağı olumsuz etki, otomotiv sektöründeki değişimi ve oluşacak ekosistemi yavaşlatacak gibi görünüyor. Ancak bu durum yeni oluşumların ve fırsatların da yolunu açabilir. Otomotiv sektörünün bu ekosistemdeki değişim için ayırdığı 500 milyar dolar da sürecin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla sürdürülebilir tüketici finansmanı ve tüketicilere sunulan Bayiden Anında Kredi (BAK) ve dijital taşıt kredileri gibi uçtan uca finansman çözümlerinin yanında, şarj istasyonu ve servis kredileri ürünleri de otomotiv sektörünün dönüşümünde giderek önem kazanacak.

Etiketler:
  • Alışveriş