Sürdürülebilirlik, Dijitalleşme ve E-Mobilite: Tüketici Finansmanının Geleceği

İklim değişikliği ve etkileri, uzun süredir ülkelerin ve toplumların tartıştığı öncelikli bir konu olarak gündemde yerini koruyor. 2022 yılıyla birlikte başlayan Ukrayna-Rusya savaşı ve beraberinde enerji krizi etkisinde, sürdürülebilirlik daha geniş bir toplumsal tartışmanın parçası olmaya devam ediyor.

 

Karbon emisyonu, çevreyi koruma ve 2053 karbon nötr hedefleri ülkelerin ve toplumların öncelikli konularını oluşturuyor. Ülkeler son yıllarda karbon emisyonu düzenlemelerini yoğun bir şekilde hayata geçirirken, otomobil üreticilerinin de hem üretim süreçlerinde hem de araçların kendi emisyonlarını azaltmak için ciddi adımlar attığını görüyoruz. Bu anlamda küresel ölçekte atılan e-mobilite adımları ve elektrikli araçlar otomotiv sektöründe önemli bir rol oynuyor.

 

e-mobilite nedir?

Sürdürülebilir ulaşımın, daha yaşanabilir şehirlerin ve iklim değişikliğiyle başarılı bir şekilde mücadelenin anahtarını elinde tutan e-mobilite, çeşitli ulaşım türleri için elektrikli tahrikin uygulanmasını ifade ediyor. Buna arabalar, otobüsler, kamyonlar ve arazi araçlarının yanı sıra gemiler, feribotlar ve diğer deniz taşıtları da dahil. e-mobilite, CO2 yayan fosil yakıtlardan elektrik şebekesinden şarj edilen elektrik güç kaynaklarından sağlanan enerjiye geçmemizi sağlıyor. Ulaşım sektörünü karbonsuzlaştırarak herkes için daha temiz, daha sağlıklı ve daha uygun fiyatlı bir gelecek yaratabilir.

 

Otomotiv ekosistemindeki dönüşümde tüketici alışkanlıklarındaki değişimin odak noktası olduğunu görüyoruz.

Yeni dönemde artık otomobiller adeta birer akıllı telefona dönüşürken, tüketicilerin beklentilerine göre şekillenen e-mobilite çözümlerine kavuşuyorlar. Dünyada bağlantılı araçların gelişimi, kablosuz iletişim yatırım ve imkânlarının da artmasıyla toplam pazarın 2021’de 59,7 milyar dolar iken, 2030 yılında ise 198,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

 

e-mobilitedeki gelişim, şehirlerimizi ve planlamalarımızı şekillendiriyor

Ülkeler yeni ekosistem hazırlıklarına ve yatırımlarına başlarken, İngiltere, 2025 yılına kadar otonom araçların yollarında kullanıma sunulması için yol haritasını belirledi ve yeni yasalarla birlikte 100 milyon pound (119 milyon $) finansman planlarını açıkladı. İngiltere’de bu ekosistemin 42 milyar sterlin değerine ulaşacağı ve 38.000 yeni iş imkânı yaratabileceği tahmin ediliyor.

 

Ülkemizde de bu alanda önemli adımlar atılıyor. Yerli elektrikli aracımız kullanıcı odaklı, akıllı, empatik, bağlantılı, otonom, paylaşımlı olarak tanımlanırken; ağa bağlı, otonom, paylaşımlı ve elektrikli araçlar için ‘case’ kısaltması ile “kullanıcı odaklı/user-centric” “akıllı/smart” ve “empatik/emphatic” kelimeleri de eklenerek ”USE-CASE Mobility” kavramıyla yakınlarda küresel rekabette güçlü şekilde yollarda olacak.

 

e-mobilite şirketleri ve şehirlerde e-mobilite adımları daha da hızlanırken, toplumun tamamına sürdürülebilir ulaşım ve e-mobilite imkânlarını sunmak, önümüzdeki yıllarda ülkelerin, e-mobilite şirketlerinin ve şehirlerin en önemli adımı olacak. Şehirlerimizi e-mobilite bakışıyla planlama isteğimiz artacak, toplu ulaşımda Net Zero ihtiyacı elektrikli otobüslerle karşılanacak.

"e-mobilite şirketleri ve şehirlerde e-mobilite adımları daha da hızlanırken, toplumun tamamına sürdürülebilir ulaşım ve e-mobilite imkânlarını sunmak, önümüzdeki yıllarda ülkelerin, e-mobilite şirketlerinin ve şehirlerin en önemli adımı olacak."

Koray Öztopçu

Yapılan araştırmalardan ulaşımın ve taşımacılık sektörünün, Avrupa Birliği’nde üretilen sera gazı emisyonlarının %26’sını oluşturduğunu görebiliyoruz. Bugün içten yanmalı motorlu bir otobüs, kat edilen km başına ortalama 1,3 kg CO2 üretirken, elektrikli otobüslerde karbon salımının sıfır olması dolayısıyla şehirlerimiz için en uygun ulaşım aracı olarak öne çıkıyor. Diğer taraftan elektrikli otobüsler çok daha az bakıma ihtiyaç duyuyor, kullanım ömrü boyunca, bakım maliyetlerinde aracın satın alım maliyeti kadar tasarruf sağlıyor. Elektrikli otobüsler, yakıt giderlerinde de yüzde 75’lere varan önemli bir tasarruf sunarken, şarj etmede kullanılacak enerjinin de güneş panelleri aracılığıyla çatı GES üzerinden sağlanmasıyla beraber %10’luk ek bir tasarruf daha yaratılıyor. Dünyada da yerel yönetimler artık bu adımları gündeme alıyorlar.

      

Artan mobilite isteği ve farklı hizmet modelleri ile otomotiv değer havuzları değişiyor

Finans kuruluşlarının bu bağlamda atacakları en önemli adımlardan ilki, müşterilerinin sürdürülebilir ürünlere geçişine yardımcı olmak, sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım atmalarına imkân tanımak için finansman olanaklarını artırmak olmalıdır. Finans kuruluşlarının müşterilerinin yeni işlerini sürdürülebilirlik ekseninde finansal danışman bakış açısıyla teşvik ederek, sürdürülebilirlik yoluyla yeni finansman modelleri oluşturmaları gerekiyor.

 

Finansal kurumların geleneksel finansman kapsamında sunduğu ürünlerin büyük bir çoğunluğu, tüketicilerin beklentilerine paralel, otomotiv sektöründe dijital sürdürülebilir finansman ürünlerine dönüşüyor. e-mobilite ile büyüme hızı artacak olan sürdürülebilir tüketici finansman ürünlerinin, bireysel tüketicilerin yanında KOBİ’ler, ticari ve kurumsal işletmeler tarafından da daha yoğun bir şekilde kullanımı en önemli hedefler arasında olacak.

 

e-mobilite ve sürdürülebilir tüketici finansmanında yeni bir bakış şekilleniyor. Yeni dönemin, müşterinin beklentisi doğrultusunda şekilleneceği kaçınılmaz görünürken, e-mobilite finansmanı da bu pazardaki eğilimleri yansıtacak şekilde güncellenecek. Bu noktada finans sektörü yöneticilerinin, tüm potansiyel müşteri finansman seçeneklerine sahip kurumlarla iş birliği ve ortaklık seçeneklerini değerlendirmesi ve bu yönde adım atması gerekiyor. Yeni dijital kanallara ve ortaklara hizmet verebilmek için müşteri deneyiminin sürekli dijitalleştirilmesi yeni dönemin önceliği olacak. Yeni dağıtım kaynaklarına (portallar, pazar yerleri) katılma seçeneklerini şirketlerin mutlaka değerlendirmesinin gerektiği bir gelecek oluşacak.

 

Genel arz sıkıntıları e-mobilitede kullanılmış araçların yeniden finansman ihtiyacını gerektirirken, finansal ürünler Net Zero ve sürdürülebilirlik konusunun her zaman önde olacağı bir dönemde yeniden şekillenecek.

Otomotiv ekosistemindeki tüm oyuncuların iş tasarımları değişecek

Sürdürülebilir tüketici finansmanı finansal kurumların jargonunda yavaş yavaş yer edinirken, bu alanda oluşacak yapılar yeni dijital çağda hızlıca daha büyük işleri tetikleyecek ve hızlı genişleyecekler.

  • e-mobilite ve elektrikli araçlarla oluşan yeni ekosistemde, perakende satışlarda tüketici beklentileri odak noktası olurken, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik kaldıraç görevi üstlenecek.
  • 2022’de giderek öne çıkan global enerji kriziyle birlikte, tüketim ve enerji verimliliği, sürdürülebilir tüketici finansmanında tüketiciye özel ve dönüşümü hızlandıracak çözüm arayışlarını artıracak.
  • Bu dönemde en sofistike alan, karbon nötr hedefler ve bütünsel yaklaşımlarla, toplumun tüm değer zincirlerini kapsayacak modellerin oluşumunu yakından izleyip, bu alanda adım atmak olacak.
  • Yeni e-mobilite ekosisteminde temiz teknolojinin finansmanı, karbonsuzlaştırmanın anahtarı olan projeler ile oluşan yeni ekonominin kapsayıcı ve sürdürülebilir olması sosyal gelişimi de beraberinde getirecek.
  • Sürdürülebilir tüketici finansmanı, e-mobilite adımlarını dijital çözümler aracılığıyla atarken, entegre ulaşımda ve enerji üretiminde şirketler, sürdürülebilir enerji, çatı GES adımları için desteklenmek ve bu alanda büyümek için çözümler üretiyor olacak.
  • Ulaşımda e-mobilite ile oluşan yeni segmentlerin kapsaması gereken tanımlanmış ihtiyaçlarını belirlemek daha da önem arz edecek.

E-mobilite tüketici finansmanı, şirketinizin gelecekteki sürdürülebilir büyüme ve gelişme hedeflerini destekleyen önemli bir adımdır. Ancak, bu yenilikçi alana giriş yaparken şirketinizin bağışıklık sistemini korumanız da büyük bir öneme sahiptir.

Garanti BBVA olarak sürdürülebilirlik temel stratejimizi oluşturuyor. Daha çevreci bir gelecek için sürdürülebilir tüketici finansmanı bakış açısıyla e-mobilite adımlarını desteklemeyi aralıksız sürdürerek, bu yapılarla Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Etiketler:
  • Çevre

  • Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

  • İklim Değişikliği