Engelli İstihdamı: Asıl Engel Önyargılar

Esra Odabaşı, ilham veren bir sosyal girişimcilik hikâyesinin ‘ödüllü’ bir kahramanı… Bir beyaz yakalı olarak 10 yıl boyunca kurumsal şirketlerde İnsan Kaynakları biriminde çalışan Odabaşı, işverenin ve engelli çalışanların yaşadığı dezavantajları gözlemliyor. Engelli adaylarla doğru şirketleri bir araya getiren bir platform olmadığını fark edince bu boşluğu doldurmaya karar veriyor ve işinden ayrılarak 2016 yılında Es Kariyer Danışmanlık şirketini kuruyor. Başlangıçta beş kurumsal şirketle çalışırken, dört yılın sonunda 80’den fazla global şirkete ulaşıyor. ES Kariyer, yüz yüze yapılan mülakatlarla 6 binden fazla engelli çalışanı doğru şirket ve konumlarda çalışma hayatına kazandırıyor. Türkiye’deki 10 milyon engelli vatandaşın, 2 milyonunun çalışabilecek durumda olduğuna dikkat çekmeyi amaçlayan ‘Engelim İşime Engel Değil’ sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışmalarına devam eden Odabaşı, işverenlerin yüzde 3 engelli personel çalıştırma yükümlülüğünü yüzde 5’e çıkarmayı hedefliyor.

 

Sosyal bir soruna karşı geliştirdiği bu yenilikçi ve sürdürülebilir çözüm ona girişimcilik ödülleri de kazandırıyor. Esra Odabaşı, Garanti BBVA tarafından KAGİDER ve Ekonomist iş birliğiyle düzenlenen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda 2019 yılında ‘Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi’ ödülüne layık görülüyor. Aynı yıl Garanti BBVA’nın Impact Hub iş birliğiyle yürüttüğü BBVA Momentum Sosyal Girişimcilik Programı’nın birincisi seçiliyor. Türkiye’de engelli ve kadın bir girişimci olarak kendine inanmanın önemine dikkat çeken Odabaşı, istihdam yaratmanın ötesine geçerek farkındalık oluşturmak istiyor. Esra Odabaşı’nın fark yaratan hikâyesini ve girişimcilik yolculuğunu gelin ondan dinleyelim…

 

"En büyük engel önyargılar"

Engelli istihdamı denince aklımıza ne gelmeli?

İlk akla gelen fırsat eşitliği olmalı. Engeller iş yapmamıza engel değil. Bu nedenle önemli olan, doğru işte doğru yetkinlik ve yeteneğe sahip engelli çalışanların olması. Bu sayede sürdürülebilir engelli istihdamını da sağlamış oluyoruz. Engelli istihdamını önceliklendirdiğimizde ve kapsayıcı bir kültüre sahip olduğumuzda, açık olan pozisyonlarımıza uygun engelli aday bulmak zor olmayacaktır.

 

Türkiye’de engelli istihdamı istatistiki açıdan hangi noktada?

Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli var. Bu kişilerin yüzde 20’si istihdama katılabilecek durumda. Yaklaşık 2 milyon kişiden bahsediyoruz. Bu göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir iş gücü havuzu. Ama maalesef önyargılar ve erişilebilirlikle ilgili sorunlardan dolayı, engelliler arasında işsizlik oranı engelli olmayan istihdama göre çok daha yüksek.

 

Engelli çalışanların doğru şirket ve doğru pozisyonlarla buluşmasının önündeki en önemli engel nedir?

En büyük engel önyargılar. Engelli çalışanların sadece başlangıç seviyelerinde çalışacağına dair önyargı bu bariyerlerden en büyüğü. Bunun dışında ‘normalden’ fazla devamsızlık yapmaları, engellerin ofiste çalışmaya uygun olmayacağı gibi bilgi eksikliğinden kaynaklanan bilinçli/bilinçsiz önyargılar nedeniyle, açık pozisyonlar için engelli adaylar tercih edilmiyor. Yöneticilerin, ekiplerine dahil olacak yeni kişileri engelli adaylar arasından seçmesi, çeşitliliğe yer vermek ve bakış açısını değiştirip verimliliği artırmak açısından faydalı olacaktır.

 

"Görme engelli biri de herkes gibi bilgisayar kullanabilir"

İşe yerleştirme süreçlerini nasıl yönetiyorsunuz? Size başvuran bir adaya ilk söyledikleriniz neler oluyor mesela?

Engelli adaylara kariyer siteleri ya da çeşitli derneklerin bize yönlendiği CV’ler vasıtasıyla ulaşıp mülakat yapıyoruz. Bizim için en önemli unsur, adayın engelinden bağımsız olarak eğitimi, tecrübesi ve kariyer hedefleri. Engeli, çalışma ortamına ulaşım ve sistemlere erişim için engellenmiyorsa, diğer işe alımlarla aynı süreci yönetiyoruz. Farklı engel gruplarında olan adaylarımız için özel ihtiyaçlar olabiliyor. Katma değer yaratması için şirketler bu ihtiyaçları karşılayabiliyorsa uygun pozisyonlar için yönlendiriyoruz.

 

“Engelli bir birey nitelikli bir çalışan olamaz” şeklindeki önyargıyı kırmayı amaçladığınızı söylüyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Tam olarak nasıl karşımıza çıkıyor bu önyargı ve siz bunu aşmak için neler yapıyorsunuz? İşveren ve toplum bu konuda neler yapmalı?

Sosyokültürel ve sosyoekonomik durum göz önünde bulundurulduğunda, engellilerin eğitime ulaşamadıkları varsayılıyor maalesef. Evet, uygun eğitimi alamayan kişiler var fakat bu engel durumuna ve olanaklara göre değişiyor. İlk akla gelen görme engelli birinin bilgisayar kullanamaması mesela. Oysaki kullandıkları ekran okuyucuyla herkes gibi çalışabiliyorlar. Ya da önyargılar tekerlekli sandalye kullanan birinin sürekli evden çalışmak zorunda olduğu yönünde. Gerekli imkanlar sağlandığında herkes ofiste çalışabilir. Tüm bunların dışında, Türkiye’deki çalışabilir engelli nüfusu oluşturanların yaklaşık yüzde 56’sı süreğen engelli. ‘Görünmez engel’ olarak nitelendirilen, böbrek nakli, şeker hastalığı gibi durumları olan kişiler devlet hastanelerinden yüzde 40 ve üstü engelli raporu alıyorsa engelli kadrolarında çalışabiliyorlar. Bu engelli istihdamında gözden kaçan bir nokta. Bu nedenle engelli istihdamı konusunda doğru bilgilendirilmek, istihdamı artırmak için çok önemli.

İlk akla gelen görme engelli birinin bilgisayar kullanamaması mesela. Oysaki kullandıkları ekran okuyucuyla herkes gibi çalışabiliyorlar. Ya da önyargılar tekerlekli sandalye kullanan birinin sürekli evden çalışmak zorunda olduğu yönünde. Gerekli imkanlar sağlandığında herkes ofiste çalışabilir.

Esra Odabaş

Farkındalık ya da önyargı olabilir, meslek hayatınızda bugüne kadar tanık olduğunuz en ilham verici an neydi?

İş hayatına ilk başladığımda, engelli olmama rağmen ‘engelli kadrosu’ ile ilgili bir bilgim yoktu. Engelli kadrosunda çalıştığımda daha az sorumluluk verilecek gibi bir ‘önyargı’ oluşturdum. Fakat bu kadronun sadece yasal bir kotayı doldurmak için, SGK sisteminde bir ‘tik atmak’ anlamına geldiğini öğrendim. Bu nedenle işverenin ve İnsan Kaynakları ekiplerinin engelli adayla görüşmeleri ve iletişimlerinin, işe giriş öncesi, sırası ve sonrasında çok kritik olduğunun farkına vardım.

 

"Hepimiz farklı renklerdeyiz, gökkuşağı yaratmak elimizde"

“Türkiye’de engelli olmak yeterince zorken ben engelli bir kadın girişimci olmaya karar verdim” diyorsunuz. Çok zor olan birkaç şeyi aynı anda başarmak size ne hissettiriyor? Nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Azınlık olmak, her zaman içinde kendini kabullendirme çabasını içeriyor. Kadınların istihdama ve yönetime katılma oranları yıllardır tartışılan ve iyileştirilmeye çalışılan bir süreç. Bunun yanı sıra dünyadaki en büyük azınlık grup olan engellilere bakış açısı maalesef çok kapsayıcı değil. Dezavantaj gibi görünen bu iki durumu, kanayan yara olarak görünen ‘engelli istihdamına’ katkıda bulunarak avantaja çevirdiğimi düşünüyorum. Hepimiz farklı renklerdeyiz ve bunu kabullenip gökkuşağı yaratmak da bizim elimizde.

 

2019 yılında Garanti BBVA tarafından Türkiye'nin Kadın Sosyal Girişimcisi seçildiniz ve BBVA Momentum Sosyal Girişimcilik Yarışması’nda birinci oldunuz. Bu ödüller sizin için ne anlam ifade ediyor? Çalışmalarınızı nasıl etkiledi?

Bu ödül benim için çok değerli. 2018 yılında da finalist olmuştum fakat ödülü alamadım. Yarışmaya hazırlık sürecinde iş modelimi tekrar gözden geçirme fırsatı buldum. Daha çok engelli adayın istihdama katılması için dijitalleşmeyle ilgili bazı yenilikler yaptım ve daha hırslı çalıştım. Pes etmeyip, yeniliklerle ve inovasyonlarla hem kendinize güveni tazeliyorsunuz hem de girişiminizi daha ön plana taşıyorsunuz. İkinci kez başvurma gücünü buradan aldım ve 2019 Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi olduğum anons edildiğinde bu çalışmamın karşılığını almamın gururuyla ödül benim için daha da anlamlı hale geldi.

"Potansiyelinize odaklanın"

Son olarak engelli bireylere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Engelli çalışanların çoğu, toplumsal baskı nedeniyle potansiyellerini ön plana çıkaramıyor. Bu nedenle kendilerine olan özgüvenleri sarsılabiliyor. Oysaki farklı bakış açıları, içinde bulundukları sosyal çevre ya da çalıştıkları roller için fark yaratabilir. Bunu ortaya çıkarabilmeleri için engellerinden bağımsız olarak, yapabileceklerine ve üretebileceklerine odaklanmalılar. Herkes birbirinden ne kadar farklıysa engelliler de o kadar farklı ve renkli olduklarını fark etmeli. İlgi duydukları alanlara odaklanmalı ve kendilerini o alanda geliştirmeliler. Sadece kendi potansiyellerine odaklanırlarsa ve içlerindeki güce inanırlarsa önlerinde hiçbir engel kalmayacaktır.

 

Esra Odabaşı’nın yolculuğu size ilham ve cesaret verdiyse, kadın girişimci destekleri hakkında bilgi almak için Kadın Girişimci Bankacılığı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Etiketler:
  • Ekonomi

  • Girişimcilik

  • İnovasyon