Minimalist Dolabın Sırları: Bu 7 Yöntemle Evde Kolayca Dolabınızı Sadeleştirin!

Sağlık için evde kalmaya özen gösterirken evinizde yapamadıklarınıza vakit ayırmak istiyor ve “Nereden başlayacağım?” diye düşünüyorsanız, işe dolabınızdan başlamanızın size büyük bir ferahlık hissi vereceğini söyleyebiliriz. Neden mi? Alman taşıma şirketi Movinga’nın 20 ülkeden 18 bin kişiyle gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, sahip olduğumuz kıyafetlerin en az yarısını hiç giymiyoruz. Şaşırdınız mı yoksa bu sonuç sizin için pek de sürpriz olmadı mı?

 

Neden minimalist dolap?

Öncelikle çok daha düzenli bir dolaba kavuşacaksınız.

Tüm kıyafetleriniz favorilerinizden oluşacağı için üzerinizde hep en sevdiğiniz kıyafetlerinizi taşıyacaksınız.

Kıyafet alışverişine harcadığınız zamanınız ve paranız size kalacak. En önemlisi, harcama alışkanlıklarınızı sorgulayarak dolabınızı yeniden ele aldığınızda, sürdürülebilir yaşama da bireysel olarak katkı sağlayabileceksiniz. Kulağa nasıl geliyor? Hazırsanız, minimalist dolap için pratik yöntemlere geçebiliriz!

  

Adım adım minimalist dolap sırları!

Sadeleşmek pek çoğumuz için beğenerek satın aldığımız kıyafetlerle vedalaşma anlamını taşıdığından can sıkıcı görünebilir. Bu son derece anlaşılır bir his… Ancak minimalizm akımının “Az çoktur. (Less is more.)” felsefesini benimseyerek, “biriktirme” eğilimimizi sürdürmek yerine uzun vadede çok daha sürdürülebilir bir yaşam pratiğini hayatımıza entegre edebiliriz.

1) Dolabınızı tamamen boşaltın: Başlarken dolabınızda kıyıda köşede kalmış ne varsa istisnasız gözünüzün önünde olmalarını sağlayın. Kıyafetlerinizin hepsini genişçe bir alana yayıp her birini tek tek inceleyerek artık kullanmak istemediğiniz giysilerinizin hangileri olacağına karar verebilirsiniz.

 

2) Kıyafetlerinizi farklı kutularda/hurçlarda ayırın: Dolabınızdaki tüm kıyafetleri genişçe bir alana indirdiğinize göre, farklı kutular veya hurçlar hazırlayabilirsiniz. Bu kutuların/hurçların üzerinde “geri dönüşüme verilecekler”, “bağışlanacaklar”, “arkadaşlar veya aile üyeleriyle paylaşılacaklar” gibi kategoriler olabilir. Bu kategorilere girmeyen, yani hiç giymediğiniz ancak bir gün giymeyi umduğunuz kıyafetleriniz varsa, onları da bir başka kutu veya hurçta toplayabilirsiniz. Eğer en az 6 ayda ve en çok 1 yıl içinde bu kıyafetleri kutudan/hurçtan çıkarmadıysanız, artık onlara teşekkür edip “Elveda!” demenizin zamanı gelmiş demektir.

 

3) “Kon Mari” yönteminden yararlanın: Eşyalarınızı ayırma aşamasında zorluk yaşıyorsanız, dünyaca ünlü Japon minimalist Marie Kondo’nun Kon Mari yönteminden faydalanabilirsiniz. Kondo, sade bir yaşama adım atmak isteyen herkese, kıyafetlerini ellerine alıp şöyle sormasını öneriyor: “Bu giysi bana keyif ve mutluluk veriyor mu?” Eşyalar da bize pek çok anıyı hatırlatabilir. Kötü hissettiğiniz gün giydiğiniz bir kazağı yeniden giymek istememiş ama vermeyi veya satmayı da aklınıza getirmemiş olabilirsiniz. Marie Kondo, minimalizm felsefesinin bir parçası olarak kullanılmayanların yanında, iyi hissettirmeyen eşyalardan da kurtulmayı öneriyor.

 

4) “Asla giymem” diyeceğiniz şeyleri belirleyin: Zaman zaman bizim için kullanışlı olmayan veya tarzımızın dışına çıkan kıyafetleri satın alıp, dolabımızda uzun süre bekletebiliyoruz. Gardırobunuzda sizde bu hisleri uyandıran kıyafetleriniz varsa, onları “Belki sonra giyerim.” diyerek evinizde tutmayın. Bu süreçte kendinize şu soruları sorabilirsiniz: “Bu kazak faydalı mı? Sahip olduğum tek kazak mı?” Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar, kıyafet eleme sürecinizi kolaylaştırabilir. Ayrıca “Gri renk kıyafetler giymekten hoşlanmıyorum.” gibi tespitler yaparak bundan sonraki alışverişleriniz için kurallar belirleyebilirsiniz. Bu sayede alışverişleriniz kolaylaşacağı gibi giymeyeceğiniz kıyafetleri satın alma olasılığınızı da azaltabilirsiniz.

 

5) Sayıların gücünden yararlanın: Kıyafetlerinizi eleme süreciniz yukarıda sıraladığımız tüm ipuçlarına rağmen yeterince kolaylaşmadıysa, size farklı bir önerimiz var! Gelin, bir sayı seçin ve ister kıyafet ister takı fark etmez, o sayı kadar eşyanızı dolabınızdan eleyin. Belki bu yöntemle kıyafet veya eşya elemenin düşündüğünüz kadar zor olmadığını keşfederek, belirlediğiniz rakamdan da fazla sayıda kullanmadığınız kıyafetinizle vedalaşabilirsiniz.

 

6) Kullanım alanlarını belirleyin: Sade ancak gireceğiniz ortamlara uygun kıyafetlerinizden oluşan bir dolaba sahip olmanız önemli. Bu nedenle kıyafetlerinizin kombin edilebilir olmasına dikkat edebilirsiniz. Hem dolabınızdaki eşyaları elerken hem de yeni kıyafet satın almadan önce kendinize şu soruları sorarak işinizi kolaylaştırabilirsiniz:

  • Bu kıyafet/aksesuarla kaç farklı kombin yapabilirim?
  • Özel günler için dolabımda kurtarıcı birkaç kıyafetim var mı?
  • Bu kumaşı giymekten hoşlanıyor muyum?
  • Mevsim geçişlerine uygun ceket, mont, hırka veya rüzgârlık gibi ihtiyaçlarım var mı?

 

7) Pratik katlama yöntemlerinden ilham alın: Eşyalarınızı eledikten sonra sıra onları dolabınıza yeniden yerleştirmeye geliyor. İşte bu noktada pratik kutulardan, çift askı gibi araçlardan faydalanabilirsiniz. Yerleştirme esnasında size yer kazandıracak farklı katlama yöntemlerini keşfedebilirsiniz. Ayrıca askıya astığınız kıyafetlerinizi de kategorilere ayırabilir, aynı renkte olanları yan yana dizebilir, boy uzunluklarına göre sıralayarak aradıklarınızı kolayca bulabilirsiniz.

 

Minimalist dolabınız için hemen işe koyulabilir ve sağlık için evde kalmanın son derece önemli olduğu bu dönemde, vaktinizi kendinize fayda sağlayacak biçimde değerlendirebilirsiniz.

Etiketler:
  • Çevre