İKSV ve Pandemi Döneminde Müzik Sektörü Üzerine

Evlerimize kapandığımız pandemi sürecinde bir konserde avaz avaz şarkı söylemenin, bir tabloya uzun uzun bakmanın ya da bir sinema biletinin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha fark ettik. Sınır tanımayan sanat bir şekilde ‘yeni normalimize’ dahil oldu tabii. Online konserler dinledik, sanal sergilerde gezindik…

 

Sektörün bu süreçten nasıl etkilendiğini, kültür sanatın adeta nabzını tutan isimlerden biri olan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’e soralım istedik. Bu süreçte nasıl projelere imza attıklarını, yakın gelecekte sektörü nelerin beklediğini öğrenelim dedik… İKSV’nin Garanti BBVA ile olan yol arkadaşlığını da konuştuk, müziğin dijitalleşmesini de… Taner, son yılların önemli kavramlarından olan ‘sürdürülebilirliğin’ kültür sanat için de uygulanması gerektiğini düşünüyor. ‘Çarkların yeniden dönmesi’ için sanatçılardan meslek birliklerine medyadan sponsorlara kadar tüm paydaşlara büyük sorumluluk düştüğünü vurguluyor. “Bu ani ve sert araya rağmen etkinliklerin aynı gücüyle devam etmesini sağlamak hepimizin elinde” diyen Taner, yeniden keyifli ve güzel konserlerde buluşmak için şimdiden kolları sıvadıklarını söylüyor. Gelin kulak verelim…

 

"Samimiyet çok önemli bir gösterge olmaya başladı"

Garanti BBVA ile İstanbul Caz Festivali nedeniyle çok uzun yıllara dayanan güzel bir iş birliğiniz var. Öncelikle bu uzun soluklu ilişki hakkında neler söylemek istersiniz?

İstanbul Caz Festivali, İstanbul’un en önemli ve yurtdışında da ses getiren kültür faaliyetlerinden bir tanesi. Bu tip faaliyetlerin sürdürülebilir olmalarının temel nedenlerinden biri artistik açıdan günümüzün ve geleceğin sanatsal üretimini sergilemek, cazın geniş yelpazesi içinde çok renkliliği ve kültürel farklılıkları kucaklayarak uluslararası network’ün bir parçası olmak. Dünyada ne oluyorsa burada bizim memlekette sergilemek, bu toprakların müzisyenlerinin bu etki çemberine girip kendi düşlerini kurmaları için köprü oluşturmak. Bir nevi sınırları yok etmek. Artistik hırsınızın ve vizyonunuzun finansal karşılık bulamadığı zamanlarda ancak ‘rafa kaldırılan proje’ olursunuz. İstanbul Caz Festivali’nin en büyük şansı bu vizyonu, hırsı ve geleceğe koşma arzusunu en az kendisi kadar paylaşan ve hatta bazen itici güç oluşturan bir partnerinin olması: Garanti BBVA.

 

Şimdi de Garanti BBVA’nın yeni projesi ‘Sesini Aç’ın  için bir araya geldiniz. Proje hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Garanti BBVA bir anlamda sevenleri kavuşturuyor. Sevdiğimiz müzikleri izlerken artık bestecinin ya da şarkıcının kurduğu dünyayı kendi ağzından dinleyeceğimiz yeni bir format bu. Bana çok sıcak ve albenisi yüksek geldi. “Niye” derseniz eğer, ben, müzisyenlerin şarkı söyleme ya da icra hallerinden daha farklı durumlarda daha sıcacık, kendileri gibiyken bizimle buluşmalarını özellikle de bu Covid-19 ortamında çok değerli buluyorum. Samimiyet çok önemli bir gösterge olmaya başladı. ‘Sesini Aç’ bir yerde samimiyet çıtasının bayağı yukarıya konmasında yardımcı oluyor. Sanki sanatçıyla sohbet ediyorsunuz. Serinin devamını izlemeyi de iple çekiyorum.

"Teknoloji iletişim kanallarımızı değiştirmeye itiyor"

Müzikte dijitalleşme konusundaki düşünceleriniz neler, alternatif medya kanallarının günümüzdeki ve önümüzdeki dönemdeki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Önümüzdeki dönem herhangi bir kanalın kolay yok olmayacağı, birçok kanalın bir arada değerlendirileceği bir dönem olacak gibi geliyor bana. Dijital dünya müziği demokratikleştirdi ama beraberinde kalite sorusunu da getirdi. ‘Kalite’ çok sevdiğim bir kelime olmasa da dijital öncesi dünyanın ilmik ilmik örülmüş besteleri ve akımlarının yanında 21. yüzyılın iki akora dayanan musikisi, affedin beni ama biraz zayıf kalıyor. Çok beğendiğim 70’lerde aynı şeyler o zamanın müziği için de söylenmiş olabilir. Doğru ya da yanlış, teknoloji bizi iletişim kanallarımızı ve dünyamızı değiştirmeye doğru itiyor. Paylaştıkça çoğalmanın hem yararı hem zararı var. Algoritmaların önünüze neyi getirdiğinden, sizin ürettiğiniz müziğin kime, nasıl erişeceğine kadar biraz karışık bir dönem bu. Hukuk ve telif hakları meselesi her zaman olduğu gibi arkadan gelecek ama kesin olan tek şey, bir sonraki yüzyılın üretme ve paylaşma teknikleri de bugünkünden farklı olacak. Bugün 20 yaşında olanlar da o günün muhafazakarları olacak.

 

Pandeminin müzik sektörüne olan etkisi muhakkak, sizin bu süreçte nasıl çalışmalarınız oldu, var olan projelerde ne gibi değişikliklere gittiniz? Yakın gelecek için planlarınız neler?

Küresel pandemi kültür sanat alanında belki de en çok sanatçı ile seyircinin bir arada bulunmasını gerektiren sahne ve gösteri sanatlarını etkiledi, müzik ve konserler de bunun başında geliyor. Biz bu dönemde etkinliklerimizi fiziksel veya sanal ortamda gerçekleştirmeye devam ederek, izleyiciler, sanatçılar ve sektöre emeği geçen bütün kişi ve kuruluşlar için olabildiğince alan açmaya, bir anlamda çarkların dönmesini sağlamaya gayret ettik.

 

İstanbul Caz Festivali programımızı Garanti BBVA ekibi ile de iletişim içinde eylül ayına taşıma kararı aldık. Neredeyse sadece yerli sanatçılara yer verdiğimiz konserler, pandemiye yönelik bütün tedbirler alınarak açık hava mekanlarda gerçekleşti. Ayrıca gelemeyecek olanlar için sonradan bunların çevrimiçi platformumuzdan yayımlanmasını da sağladık. Bazı konserlerde Garanti BBVA sosyal medya hesaplarından kısa canlı yayınlar da oldu.

Biz bu dönemde etkinliklerimizi fiziksel veya sanal ortamda gerçekleştirmeye devam ederek, izleyiciler, sanatçılar ve sektöre emeği geçen bütün kişi ve kuruluşlar için olabildiğince alan açmaya, bir anlamda çarkların dönmesini sağlamaya gayret ettik.

Görgün Taner

Bir diğer önemli etkinliğimiz olan İstanbul Müzik Festivali ise birbirinden güzel konser çekimleriyle bu yıl çevrimiçi platformumuzdan ulaştı müzikseverlere. Salon’da ise Sesini Aç projesi gibi farklı formatlarda konser çekim ve yayınları devam ediyor.

 

Yine bu süreçte sektörün canlılığını yitirmemesi ve aynı heyecanla yola devam etmesi adına kurumlara düşenler neler sizce?

Yukarıda İKSV’nin yaptıklarını anlattım ama tabii ki koca sektör tek bir kurumun çabasıyla kurtarılmaz. Bunun tüm paydaşlarla ortakça düşünülmesi lazım. Bir yanda sanatçılar, meslek birlikleri, mekanlar, organizasyon yapanlar ve sektör çalışanları, evet. Ama diğer taraftan da sponsorları, kamu kurumları, medyası, daha birçok paydaşıyla sektöre dokunan herkese ortak bir sorumluluk düşüyor burada. Hani son yılların çok sevilen, ama yerli yersiz kullanıldığı için biraz anlamını da yitirmiş bir kavramı var ya, ‘sürdürülebilirlik’, işte tam da şu anda bunu düşünmemiz gerekiyor.

 

Biz çeşitli meslek örgütü toplantılarına ve kamuyla iletişime kesintisiz devam ediyoruz, özellikle yeni dönemde sektörün kayda alınması, vergi ve sigorta gibi konuların halledilmesi gerekli. Ama daha önemlisi, verilen bu ani ve sert araya rağmen etkinliklerin -pandeminin etkilerinin hafifleşmesiyle- ilk fırsatta ve aynı gücüyle devam etmesini sağlamak hepimizin elinde. Biz Garanti BBVA ile şimdiden 2021 yılı hazırlıklarımıza başladık, umarız önümüzdeki yaza -yine tedbirli ama- aynı derecede keyifli ve güzel konserlerde buluşmayı umuyoruz.

Etiketler:
  • Kültür

  • Sanat

  • Müzik