Ana Dilin Para Biriktirme ile İlişkisi

Wittgenstein, “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” der.

Farkında olsak da olmasak da dil hem zihnimizi hem de davranışlarımızı çevreleyen sınırlar çizer ve onları etkiler.

Diller, zaman çekimleri ile birbirlerinden farklılık gösterir. Ana dilimiz ise doğrudan içinde bulunduğumuz andaki davranışlarımızın ve gelecek hedeflerimizin gizli öznesi gibidir.

Peki dildeki farklılıklar; davranışlarda da farklılıklar oluşmasına neden olabilir mi ya da dilin, davranışlarımız üzerindeki etkisi, para biriktirme gibi alışkanlıklarımızı da etkiler mi?

Hem Harvard hem de Yale Üniversitesinde akademik geçmişi bulunan Davranışsal Ekonomi Profesörü M. Keith Chen’in Dilin Davranışsal Ekonomiye Etkisi: Tasarruf Oranları, Sağlık Tutumları ve Emeklilik Varlılıkları (The Effect of Language on Economic Behavior: Evidence from Savings Rates, Health Behaviors, and Retirement Assets) isimli çalışmasına göre cevap: “Evet!”

Şimdi gelin, dilin bu etkiyi nasıl gerçekleştirdiğine birlikte bakalım.

 

Bugünümüz ve yarınlarımızın kahramanı: ana dilimiz

Çok farklı amaçlar için para biriktiririz. Eğitim masrafları, daha iyi bir emeklilik ya da ileride başımıza gelebilecek öngöremediğimiz harcamalar için birikim yapmaya ihtiyaç duyarız. Aslında parayı, gelecekte bir gün kullanmak için biriktiririz. Birikimlerimizi kullanmamız gerekeceğini bildiğimiz gelecekteki ‘o’ gün, henüz oldukça uzaksa para biriktirmek istemeyiz, “O günler gelsin, o zaman düşünürüz.” deriz ve erteleriz. Ama birikimlerimizi kullanmaya ihtiyaç duyacağımız gelecek yakınsa, mesela bir sene sonra okula gidecek bir çocuğumuz varsa; para biriktirmeye daha istekli oluruz. Böylece gelecek algımızın, para biriktirme alışkanlığımız üzerinde önemli bir etkisi olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

Davranışsal Ekonomi Uzmanı ve Yale Üniversitesi Profesörü M. Keith Chen[1], gelecek zaman referansı güçlü dillere sahip ülkeler ile gelecek zaman referansı zayıf olan ülkelerin para biriktirme alışkanlıklarını karşılaştırıyor, araştırma sonucunda ise; ana dilimizin gelecek algımızı etkileyerek öncelikle finansal ardından sağlık koşullarımızda rol oynadığı hipotezine varıyor.

Peki nasıl oluyor da ana dilimiz bütçemize ya da birikimlerimize yön veriyor?

Dilin geleceği ayrıştırmak için özel referanslar kullanması, zihinsel seviyede zaman algımızı değiştiriyor, geleceği daha uzağa yerleştirmemize neden oluyor. Gelecek uzak olduğu için para biriktirme motivasyonumuz düşüyor ve daha az para biriktiriyoruz.

Bazı dillerin gramer yapısı, şimdiki zamanı ve gelecek zamanı birbirinden net bir şekilde ayırarak gelecek zamanı daha uzak bir yere konumlandırıyor.

Örneğin;

“Yarın yağmur yağacak.” cümlesi Almancada “Morgen regnet es.” şeklinde söyleniyor.

Bu cümlenin Türkçe tercümesi ise “Yarın yağmur yağar/yağıyor.” oluyor. Yani cümlede, gelecek zamanı tanımlayan özel bir ek bulunmuyor. Bu da doğrudan Alman gramerinde gelecek ve şimdiki zaman arasına keskin bir sınır olmadığını sergiliyor.

Dolayısıyla Almanlar, şimdiyi ve geleceği eş zamanlı kipler ile algılıyor. Bu algılama biçimi de biz Türklerin gelecek söz konusu olduğunda sıklıkla tercih ettiği “O günler gelsin, o zaman düşünürüz.” argümanını, Almanlar adına geçersiz kılıyor.

“Yarın yağmur yağacak.” cümlesi İngilizcede “It will rain tomorrow.” olarak kuruluyor.

Bu cümlede yağmurun gelecekte olacağını belirten özel bir çekim eki “will” yer alıyor. İngilizce gibi yapısında gelecek zamanı belirtmek için özel bir kelime veya çekim eki kullanan dillere ‘gelecek zaman referansı güçlü diller’; Japonca, Çince, İsveçce, Danca gibi gramerlerinde şimdi ve gelecek için ayrı çekim ekleri kullanmayan dillere ise ‘gelecek zaman referansı zayıf diller’ deniyor.

İşte M. Keith Chen’in yaptığı çalışması sonucunda; ‘gelecek zaman referansı zayıf diller’e mensup bireyler birikim yapmaya çok daha yatkın. Ana dil gramerinin şimdiki ve geleceği ayrı ayrı düşünmeye zorlayan yapısı; bugünün, yarın ile olan bağını koparıyor ve bireyin geleceği çok daha uzak algılamasını sağlayarak para biriktirmesini de ötelemesini sağlıyor. Oysa gramerlerinde; şimdiki ve gelecek zaman ayrımı olmayan ana dile sahip bireyler, geleceği içinde bulunduğu andan bağımsız görmüyor ve dolayısıyla gelecek hedeflerini ertelemiyor.

1985-2000 yılları arasında OECD Ülkeleri arasında yapılmış olan bir araştırmaya göre; zaman ayrımı olmayan dil konuşulan ülkelerin %30 daha fazla para biriktirdiği görülüyor.

 

______

Burada yer alan yazılar, finansal bilgiler, birikim ve tasarruf önerileri, genel yorum ve tavsiyelerden oluşmakta olup yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım, birikim ya da tasarruf kararı verilmesi ve hareket edilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Etiketler:
  • Ekonomi

  • Girişimcilik