Elektronik Atıkları Sosyal Faydaya Dönüştüren Bir Girişim: Mol-e (Köstebek)

Hayatımıza giren teknolojik cihazlarla birlikte elektronik atıkların sayısı bir hayli arttı. Bu atıklar gezegenimiz üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Başta çevre kirliliği olmak üzere biyoçeşitlilik kaybı, ekosistemlerin bozulması gibi önemli sorunları beraberinde getiriyor. Ancak teknolojiyi yaşanan bu sorunların çözümü için kullanmak da mümkün. Nasıl mı? Müge Baltacı da girişim yolculuğuna çıkmadan önce kendine tam olarak bu soruyu soruyor. Girişimi için verdiği çabaların sonucunda elektronik atıkların geleceğini değiştirecek bir atılımla Köstebek platformunu geliştiriyor!

 

Müge Baltacı, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle düzenlediğimiz ‘2023 Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nın kazananlarından. Kendisi, bin bir emekle geliştirdiği Köstebek mobil uygulaması sayesinde ‘2023 Yılı Türkiye’nin Sosyal Etki Yaratan Kadın Girişimcisi’ ödülüne layık görüldü. Peki girişimini ödülle taçlandırmadan önce neler yaşadı? Köstebek dijital platformu geleceğimizde neleri değiştirebilir? Gelin bu soruların yanıtlarını kendisinden öğrenelim…

 

Gezegenimiz üzerinde pozitif etki yaratacak “Köstebek” adlı ilham verici bir girişiminiz var. Köstebek’in tohumları nasıl atıldı? E-atık sektörüyle yollarınız nasıl kesişti?

Mesleğim gereği atık yönetimi ile alakalı çalışırken hiçbir yerde elektronik atıkların değerlendirilmesi gibi bir öncelik görmedim. Hatta eğitim hayatımda dahi e-atık yönetimi ile alakalı herhangi bir ders görmedim. Klasik madencilik ile üretilen ham madde miktarının şehir madenciliği kapsamında; cihazlardan kurtarılan ham maddelere eş olduğunu öğrenince çalışmalarıma başladım. Doğru değerlendirildiğinde yeni bir ham madde olan; yanlış değerlendirildiğinde ise potansiyel çevre kirleticisi olan elektronik atıklardan maksimum fayda yaratmak için bugün hala çalışmalarımıza devam ediyoruz.

 

Girişiminiz hem çevresel hem de ekonomik faydaya hizmet ediyor. Bu faydaları biraz açabilir misiniz?

Mol-e'nin getireceği yeniliklerin hem çevresel hem de finansal açıdan önemli avantajları olacak. İlk olarak, yapay zekâ destekli atık ayrıştırma teknolojisi sayesinde geri dönüşüm süreçleri daha hızlı ve etkin hale gelecek. Bu da işletmelerin maliyetlerini düşürecek ve atıkların değerlendirilmesiyle elde edilecek materyallerin şirket bütçelerine katkısını artıracak. Uçtan uca e-atık takibi gerçekleştirerek toprağa gömülen veya ihraç edilen e-atıkların oranını düşürecek, çevreye uygun ve entegre bir şekilde dönüştürülmesine katkı sağlayacak.

 

Köstebek, elektronik atıkların yönetiminde nasıl bir gelecek vadediyor? Bunun ekonomi üzerindeki yansımalarını kısaca anlatabilir misiniz?

Mol-e, elektronik atıkların yönetiminde geleceğe dair önemli fırsatlar sunuyor. Girişimin kullanıcılarına sunduğu yapay zekâ destekli atık ayrıştırma teknolojisi ve e-atık yönetim platformu hem çevresel hem de ekonomik açıdan olumlu etkiler sağlamayı hedefliyor.

 

Girişimin teknolojisi elektronik atıkların daha verimli ve doğru bir şekilde ayrıştırılmasına, geri dönüşüm oranlarının artmasına ve atıkların çevreye verdiği zararın azaltılmasına yardımcı olacak. Bu, doğal kaynakların daha verimli kullanılması, doğal yaşam alanlarının korunması ve çevre kirliliğinin azaltılması için bir fırsat yaratıyor. Mol-e gelecekte, çevre dostu teknolojilerin yaygınlaşmasına ve sürdürülebilir atık yönetimi modellerinin geliştirilmesine katkıda bulunacak. Bu da hem çevrenin korunmasına hem de ekonominin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasına yardımcı olacak.

Mol-e gelecekte, çevre dostu teknolojilerin yaygınlaşmasına ve sürdürülebilir atık yönetimi modellerinin geliştirilmesine katkıda bulunacak.

Müge Baltacı

Bir röportajınızda girişim yolculuğunuza başlarken öncelikle bireysel farkındalık yaratmayı amaçladığınızı söylüyorsunuz. Bunun için nasıl bir yol izlediğiniz? Köstebek mobil uygulamasının bilinçli tüketici olmaya katkısı nedir?

Öncelikle, girişimimizin amacını ve vizyonunu net bir şekilde belirledik. Çevre dostu bir gelecek için elektronik atık yönetiminde farkındalık yaratmak, misyonumuzun temelini oluşturdu. Bununla birlikte Mol-e platformunu kullanıcıların ihtiyaçlarına ve ara yüzünün kolay anlaşılır olmasına odaklanarak tasarladık. Kullanıcıların atık yönetimi ve geri dönüşüm konusundaki bilinçlerini artırmayı amaçladık.

 

Bireysel farkındalık yaratma sürecinde, kararlılıkla hedeflerimize doğru ilerledik ve sosyal medya, etkinlikler ve dijital platformlar gibi çeşitli yöntemleri birleştirerek geniş kitlelere ulaşmaya çalıştık. Amacımız insanları çevre ve atık yönetimi konusunda bilinçlendirmek ve her bireyin çevre üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini göstermekti.

 

Dijital uygulamalar iklim kriziyle mücadelede nasıl bir rol oynayabilir? Kendi girişiminizden de yola çıkarak bu konudaki fikirlerinizi paylaşabilir misiniz?

İklim değişikliği, gezegenimizi tehdit eden en büyük sorunlardan biri haline geldi ve bu sorunla başa çıkabilmek için teknolojik ve dijital çeşitli çözümlere ihtiyacımız var. Biz dijital uygulamaların iklim krizi ile mücadelede büyük bir payı olduğunu çalışmalarımız ile ispatladık.

 

Mol-e platformu ile birlikte geri dönüşüm süreçlerini izlemeyi ve atık yönetimini optimize etmeyi kolaylaştırırken ayrıca tek bir çatı altından e-atıkların kontrolünü sağlıyoruz. Anlık olarak sunduğumuz raporlar ise atık miktarını azaltırken doğal kaynakların daha verimli kullanılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca "Dijital Atık Pasaportu" uygulamasıyla her elektronik cihazı üretimden tüketime kadar izleyebiliyor, bu sayede kurumların döngüsel ekonomiye uyumunu sağlayarak onlara doğru tüketim ve üretim konusunda yönlendirmeler sunuyoruz.

 

Teknolojiyi odağına alarak sosyal etki yaratan bir girişimcisiniz. Geliştirme veya test aşamalarında karşılaştığınız zorluklar oldu mu?

Test aşamalarında, kullanıcıların geri bildirimleri bizim için son derece değerli oldu. Kullanıcıların platformu kullanırken yaşadıkları deneyimleri ve önerilerini dikkate alarak platformumuzu daha kullanıcı dostu ve etkili hale getirmek için düzenlemeler yaptık.

 

2023 yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” kategorisinin kazananı siz oldunuz. Bu konudaki duygularınızı paylaşabilir misiniz?

Bu ödül, uzun ve emek dolu bir sürecin sonucunda elde edildiği için benim için ayrı bir öneme sahip. Kadınların iş dünyasında daha güçlü ve etkili bir şekilde yer alması için çaba gösteren bir girişimci olarak, sosyal etki yaratmaya yönelik çalışmalarımın takdir görmesi beni oldukça mutlu ediyor.

 

Aldığım bu ödül, girişimimin topluma olan olumlu katkılarının fark edildiğini ve takdir edildiğini gösteriyor. Ancak bu başarının arkasında yalnızca benim çabalarımın değil, güçlü bir ekip çalışmasının ve destekçilerimin katkıları da var. Bu nedenle, bu ödülü tüm ekibime ve destek veren herkese ithaf ediyorum. Önümüzdeki dönemde de sosyal etkiyi artırmak, kadın girişimciliğini desteklemek ve toplumsal dönüşümü hızlandırmak için çalışmaya devam edeceğim. Umarım bu ödül, benim gibi kadın girişimcilere ilham verir ve daha fazla kadının iş dünyasında başarılı olmasına katkı sağlar. Yoluma kararlılıkla devam edeceğim ve başarılarımı artırmak için daha da çalışacağım.

 

Girişimci kadınlara vermek istediğiniz tavsiyeler neler?

Öncelikle kendi yeteneklerinize ve fikirlerinize güvenin. Girişimcilik yolculuğunda karşılaşabileceğiniz zorluklar olacaktır, ancak inancınızı kaybetmeyin ve hedeflerinize odaklanın. Unutmayın ki girişimcilik yolculuğu bir maraton gibidir. Sabırlı olun ve hedeflerinize adım adım ilerleyin. İşinizi sadece kâr amacıyla değil, topluma ve çevreye olan sorumluluğunuzla da yönetin.

Etiketler:
  • Girişimcilik

  • Çevre

  • İklim Değişikliği