Sanayi Devriminin 4. Evresi: Endüstri 4.0 Nedir?

Buhar gücüyle çalışan makinelerden insansız robot üretimi yapan fabrikalara uzanan yolculuğun güncel durağı: Endüstri 4.0.

Bir fabrika hayal edin. İçerisinde insanlar yerine robotlar, yapay zekâlı makineler çalışıyor.

Bu fabrikada aydınlanma ihtiyacı yok.

Üretim bantlarını işçiler değil; binlerce sensör ve iletişim sistemi kontrol ediyor. Banttan geçen tüm ürünler; neredeyse sıfır hata ve minimum maliyet ile o iş gününün kusursuz çıktıları…

Fabrika çalışanları; zamanını, sistem işleyişini değerlendirmek yerine araştırma ve geliştirmeye (AR-GE) harcıyor ve devreye yalnızca sorun çözme ihtiyacı doğduğunda giriyor.

“Peki hayal ettiğim bu fabrikanın günümüzde bir örneği var mı?” diye soracak olursanız, cevabı “Evet.”

İşte bu cevabı verdiren sanayi devrimin son dönemi: Endüstri 4.0

Geçtiğimiz son çeyrek asır, endüstri ve üretim sahası yepyeni inovasyon ve kavramlarla buluştu. Bu kavramların başında da Endüstri 4.0’ın yapı taşı olan Akıllı Fabrikalar (Smart Factories) geliyor.

Küresel sloganı; No Man, No Touch, No Light (İnsan Yok, Dokunma Yok, Işık Yok) olan Akıllı Fabrikalar insan eli değmeden üretim yapıyor.

İnternet tabanlı, insansız üretim modellerine sahip Akıllı Fabrikalar sayesinde meslekler dönüşüyor, dönüşen yeni mesleklerle beraber finans dünyası ve endüstri sahası ekonominin geleceğiyle ilgili yeni stratejiler geliştirmeye odaklanıyor.

Akıllı fabrikaların ilk örneklerinden birini Çin’de cep telefonu modülleri üreten bir şirket kurdu. Fabrikanın genel müdürü, bir robot kolunun 8 işçinin yapabileceği işi tek başına yaptığı sistemle çalışan fabrikada 650 olan işçi sayısının 60’a düştüğünü açıkladı. İlk örneklerinin ardından hızla Amerika ve Avrupa’ya yayılan akıllı fabrikalar günümüzde Mars’a gönderilen kâşif robot Curiosity’nin yazılımlarını geliştirecek dijitalizasyona ulaştı.

Eğer arama motorlarında Endüstri 4.0 hakkında araştırma yapmak isterseniz karşınıza çıkacak ilk sonuçların arasında Akıllı Fabrikaların olduğunu zaten görecekseniz ama araştırma yapmaya başlamadan önce gelin sizin için hazırladığımız bu içerikle Endüstri 4.0’ın birlikte değerlendirelim:

 

Endüstri 4.0’ın öncüsü Almanya.

Alman Federal Hükümeti’nin sağladığı finansal destek sayesinde tanıştığımız Endüstri 4.0, Alman Yapay Zekâ Araştırma Merkezi (German Research Centre for Artificial Intelligence) ve 20 Alman markası tarafından kurulan Kaiserslautern’deki akıllı fabrikada kendisini gösteriyor.

Almanya’nın ardından teknoloji konusunda ileride olan Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya gibi ülkeler de Endüstri 4.0’ın planlamasını kendi ülkelerinde destekliyor.

Endüstri 4.0 global çapta hayatımızı nasıl değiştirecek?

Endüstri 4.0’ın hayatımızdaki etkisini şu şekilde anlatabiliriz; herkesin kişisel ve sosyal yaşam alanlarının akıllı fabrikalar olduğunu düşünün.

Endüstri 4.0'da sistem; verileri toplayabiliyor, işleyebiliyor, kendi kendine öğrenim gerçekleştirebiliyor ve diğer sistemlerle iletişim kurabiliyor. Bu şekilde üretim hızlanıyor ve daha ucuz üretim sağlanabiliyor. Ayrıca sürdürülebilir olan Endüstri 4.0, çevreye zarar vermeden kaynak tasarrufu da yapabiliyor.

Akıllı şehir uygulamalarıyla belediyeler atık yönetimi gerçekleştirebiliyor, kuruluşlar akıllı çevre uygulamaları ile farklı doğa olaylarının verilerini toplayarak öngörülerde bulunabiliyor, akıllı ev uygulamaları sayesinde; ışık, güvenlik, aydınlatma, eğlence donanımları yönetilebiliyor.

Sistemler, kesin ve doğru sonuçlara ulaşmak amacıyla depoda topladıkları verileri simüle ederek hata tespitlerini kolaylaştırabiliyor, kaliteli ve esnek bir üretim sağlayabiliyor.

Endüstri 4.0, 6 temel prensibe dayanıyor:

1- Birlikte Çalışabilme (Interoperability)

Günümüzde; sensörler, tarayıcılar, RFID (Radyo Frekanslı Tanımlama) etiketleri ve diğer teknolojiler, çok sayıda veriyi depolarda toplayabiliyor. Fakat sistemler bu verileri kendi aralarında paylaşmasaydı, o kadar veri depolarda kalmak dışında hiçbir işe yaramayabilirdi.

Endüstri 4.0’da sistemler, Nesnelerin İnterneti sayesinde iletişim kurabiliyor ve bilgi aktarımı sağlayabiliyor. Bu iletişim sayesinde sistemler verileri işleyebiliyor ve makine öğrenimiyle kendini geliştirebiliyor.

2- Modülarite (Modularity)

Modülarite çözümleri sayesinde, verilerin saklandığı depolar genişletebiliyor ve ihtiyaç duyulan alanı küçültebiliyor. Bu şekilde depolardaki veri akışı hızlı ve esnek oluyor.

3- Sanallaştırma (Virtualisation)

Sanallaştırma, üretilen ürünlerin hata payını ortadan kaldırmak ve daha kaliteli bir ürün çıkarmak için senaryo oluşturma prensibini tanımlamak adına söyleniyor.

Sanallaştırma prensibinde akıllı fabrikaların izdüşümü olarak sanal bir veri merkezi kuruluyor.

4- Gerçek Zaman Kabiliyeti (Real Time Capability)

Gerçek Zaman Kabiliyeti Prensibi, sistemlerin lojistik yönetimini özgür bırakıyor. Bu şekilde hem robotların hem de insanların hızlı veri toplamasına ve analiz etmesine olanak sağlıyor.

5- Merkezden Yönetilme (Decentralisation)

Sistemler, Endüstri 4.0 sayesinde, akıllı fabrikalarda gelişebiliyor ve öğrendiği yeteneklere uyum sağlayıp onları kullanabiliyor. Üstelik sistemde oluşan değişiklere ayak uydurabilir olması, bu prensibin en iyi yönlerinden biri.

6- Görev Yönlendirme (Service Orientation)

Görev Yönlendirme, kurum içi ve kurumlar arası bilgi akışı sağlıyor, gönderilen ürünleri takip ediyor ve yazılımı sayesinde kurumlara esneklik ve değişim kolaylığı sunuyor.

 

Türkiye’de Endüstri 4.0 ne aşamada?

2016 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen Bilişim Zirvesi’nde hükümet tarafından endüstri ve bilişim alanında atılacak adımlar hakkında bilgi verildi. Zirvedeki en önemli konu başlıkları; veri merkezi girişimcilerine devlet desteği, siber güvenlik eğitimi alan kişilere de teşvik verileceği olmasının duyurulmasıydı. Beraberinde kendi ekosistemini de Türkiye’ye taşıyacak veri merkezi girişimcileri ile hareketlenecek endüstri sahasında yapılması gereken reformlar henüz rasyonel faaliyetlere dönüşmedi.

 

Etiketler:
  • İnovasyon

  • Yapay Zeka

  • Dijital Güvenlik

  • Fintech