Deniz Ova, Salt’ın Hikâyesini ve Gelecek Dönemini Anlatıyor

Garanti BBVA tarafından bilgi, kültür ve sanat üretimini desteklemek amacıyla kurulan Salt; özgün çalışmalar üreten, yenilikçi ve katılımcı programlar geliştiren bir kültür kurumu olarak 2011 yılından beri faaliyetlerine devam ediyor. Salt, herkese açık ve ücretsiz programlarıyla nitelikli bilginin artmasına katkı sağlarken çok yönlü arşiv ve araştırma projeleriyle Türkiye ve yakın coğrafyasının hafızasına katkıda bulunuyor. Salt, bankamızın da stratejik öncelikleri arasında yer alan iklim değişikliği, dijitalleşme, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi toplumsal meselelerde bilinç yaratacak içerikler üretmeye devam edecek.

Salt’ın yenilikçi ve dinamik yapısıyla açık bir kaynak işlevi üstlendiğini söyleyen Salt Genel Müdürü Deniz Ova, ziyaretçilerine özgür bir karşılaşma, araştırma, ifade ve hareket alanı sunduklarını belirtiyor. Ova ile Salt’ın hikâyesini ve gelecek dönemde bizi neler beklediğini konuştuk...

 

“Salt’ta farklı çalışma alanlarının bir araya geldiği zengin ve yoğun bir üretim ortamı var”

Yaklaşık bir yıldır Salt’ın genel müdürü olarak görev yapıyorsunuz. Son bir yıl sizin için nasıl geçti?

Farklı disiplinleri kapsayan yenilikçi projeleriyle araştırma, paylaşım ve deneyselliğe ortam sağlayan; kullanıcılarıyla birlikte üreten, öğrenen ve dönüşen bir kültür kurumu olan Salt’ta genel müdürlük görevini üstlenmekten büyük mutluluk duyuyorum. İKSV'nin iki senede bir düzenlediği İstanbul Tasarım Bienali’ndeki görevimin ardından kullanıcı ve ziyaretçilerimizle sürekli etkileşimde olabilmek benim için yeni ve heyecan verici bir deneyim.

Salt’ta farklı çalışma alanlarının bir araya geldiği zengin ve yoğun bir üretim ortamı var. Böyle bir kurumda görev almak beraberinde macera dolu karşılaşmalar ve deneyimler getiriyor. Salt’ın kendine özgü programları, araştırma projeleri, ihtisas kütüphanesi ve dijital arşivi bana da yepyeni bir dünyanın kapılarını araladı. Salt’ta bir yıla yaklaşan yolculuğumda her gün yeni bir şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.

Salt’ın kendine özgü programları, araştırma projeleri, ihtisas kütüphanesi ve dijital arşivi bana da yepyeni bir dünyanın kapılarını araladı. Salt’ta bir yıla yaklaşan yolculuğumda her gün yeni bir şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.

“Güncel ve özgün içeriklerimiz, arşiv ve araştırma projelerimizle nitelikli bilgi üretimine katkıda bulunuyoruz”

Salt ürettiği içerikler, araştırma projeleri, sergileme biçimleri, Türkiye’de sanat tarihi ve mimarlık tarihi yazımına katkısı konusunda diğer kurumlardan ayrışıyor; belirli dönemleri, alanları konu alıyor. Bize biraz Salt’tan, hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Garanti BBVA 2011 yılında, daha önce faaliyetlerine destek verdiği Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, Garanti Galeri ve Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin altyapı ve birikimlerini bir araya getirerek Salt’ı kurdu.

Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, bugün Salt Beyoğlu’na ev sahipliği yapan binada 2001’den 2010’a dek sergi, konferans ve etkinlikler düzenledi; bir güncel sanat kütüphanesi ve arşivi oluşturdu. 2003-2010 yıllarında faaliyet gösteren Garanti Galeri, İstiklal Caddesi üzerindeki mekânında tasarım, mimarlık ve şehircilik odaklı sergiler yaptı; arşiv ve kütüphane oluşturmaya yönelik çalışmalar yürüttü. Osmanlı Bankası ve Tarih Vakfı iş birliğiyle kurulan Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi (OBAAM) ise, 1997-1999 yıllarında Salt Beyoğlu, 2000-2010 yıllarında Salt Galata yapılarında faaliyet gösterdi. Osmanlı Bankası’nın arşivlerini devralarak araştırmacılara açtı; 2002’de Osmanlı Bankası Müzesi’ni kurdu ve bu süreçte kent, toplum ve ekonomi tarihi alanında bir ihtisas kütüphanesi ile kapsamlı bir arşiv oluşturdu.

Salt, kültür ve sanat alanında araştırma ve üretime yönelik sürdürülebilir bir ortam sağlamak amacıyla İstanbul’daki iki binasında faaliyete geçtiği 2011 yılından bu yana, katılıma değer veren yenilikçi ve dinamik yapısıyla açık bir kaynak işlevi üstleniyor. Sanat, tasarım ve toplumsal tarih alanlarını harmanlayan güncel ve özgün içeriklerimiz, arşiv ve araştırma projelerimizle nitelikli bilgi üretimine katkıda bulunuyoruz. Herkese açık ve ücretsiz etkinliklerimizi dijital altyapı ile birleştirerek özgür bir karşılaşma, araştırma, ifade ve hareket alanı sunuyoruz.

Salt’ta içeriklerimiz oldukça çeşitli. Sergi, söyleşi, konferans, gösterim ve atölye programlarımızı Beyoğlu ve Karaköy’de yer alan iki binamızda; araştırma, yayın, web ve dijitalleştirme projelerimizi çevrimiçi platformlarda gerçekleştiriyoruz. Kütüphane ve arşiv koleksiyonlarımızı bir araya getiren Salt Araştırma ise Salt Galata’da bulunuyor. Salt Araştırma ile Türkiye ve yakın coğrafyasının sanat, mimarlık ve tasarım pratiklerine, sosyal yaşamına ışık tutan belge ve kaynakları erişime sunuyoruz.

Salt olarak on bir yılı aşan yolculuğumuzda dünya genelinde herkesin erişimine açık 2 milyonun üzerinde dijital belgeden oluşan arşivimizle 6 milyon kullanıcıya ulaştık. 120.000 yayınlık ihtisas kütüphanemizde 500.000’in üzerinde kullanıcıya hizmet verdik. 108 sergi, 1.000’i aşkın kamu programıyla 3 milyon ziyaretçi ağırladık.

Önümüzdeki dönemde de günümüz kültürünü yenilikçi bakış açılarıyla yorumlamaya çalışırken toplumsal hafızaya değer kazandırmaya devam edeceğiz.

 

“Bir kültür kurumu olarak topluma dokunan her türlü çalışmanın büyük önem taşıdığının farkındayız”

Salt gençlerin araştırma yapmak ve ders çalışmak için tercih ettiği özel mekânlardan biri. Gençlerin kültür sanata bakış açısı hakkında yorumunuzu alabilir miyiz? Salt’ın kurucusu ve daimî destekçisi Garanti BBVA’nın bu anlamda kuruma katkıları nedir?

Salt olarak karşılıklı öğrenme, tartışma ve katılıma açık bir ortam sağlayarak bilgiye erişimi kolaylaştırmayı hedeflediğimizden bahsetmiştim. Çevrimiçi içeriklerimize ek olarak kullanıcılarımızla fiziksel olarak bir araya geldiğimiz Salt Beyoğlu ve Salt Galata; ilham alınan, özgür hissedilen, içinde bulunmaktan keyif alınan mekânlar. Özellikle Salt Galata’nın giriş ve -1. katlarında haftanın beş günü hizmet veren Salt Araştırma, sizin de değindiğiniz gibi gençlerin uğrak mekânlarından biri. Bununla beraber, herkesin katılımına açık olan etkinliklerimizde belirli bir kitleyi gözetmediğimizi; gençler kadar her yaştan araştırmacı, öğrenci, profesyonel ve yetişkinin, Salt’ın sunduğu olanaklardan faydalandığını vurgulamayı önemsiyorum.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de genç kuşakların anlam arayışı dönüşüyor. Gençler, günümüz sorunlarına ilişkin farklı bir duyarlılığa sahip. Bu sebeple bir kültür kurumu olarak topluma dokunan her türlü çalışmanın büyük önem taşıdığının farkındayız. Gıdadan teknolojiye, iklimden kadın görünürlüğüne, güncel meselelerden yola çıkan projelerimiz, gerek gençleri gerek toplumun farklı kesimlerinden bireyleri toplumsal konuları anlamlandırmaya, bunlara ilişkin yeni sorular sorarak farklı okumalar geliştirmeye ve farkındalık yaratmaya teşvik ediyor.

Oldukça geniş bir yayın seçkisini ve dijital arşivini kullanıcılarına sunan Salt Araştırma, başta öğrenciler ve akademisyenler olmak üzere herkes için önemli bir referans noktası. Farklı disiplinlere odaklanan yazılı ve görsel kaynaklarımızdaki zenginlik, ihtiyaç duyulan özgün bilgiye ulaşabilmeyi kolaylaştırıyor; kullanıcılarımıza yeni meraklar keşfetme, ilgi duydukları konularda derinleşme imkânı sağlıyor.

Salt’ın kurucusu ve daimî destekçisi Garanti BBVA, Salt aracılığıyla kültür ve sanat faaliyetlerini destekliyor; nitelikli bilgi üretiminin sürdürülebilir kılınmasına katkıda bulunuyor.

 

Sahnede 90’lar sergisi kültür, sanat ve eğlence tarihine dair farklı pencereler açıyor”

Salt’ın Beyoğlu ve Galata binalarında Şubat ayına kadar Sahnede 90'lar sergisi devam ediyor. Sergi 90’lı yıllarda ülkedeki sanat üretimine dair çok önemli bir hafıza oluşturuyor. Sergiye ve eş zamanlı devam eden etkinliklere ilgi nasıl?

Sahnede 90’lar sergisinin çıkış noktası, Salt’ın üyesi olduğu Avrupa müzeler konfederasyonu L’Internationale’nin Our Many Europes [Avrupalarımız] isimli projesi oldu. Farklı ülke ve dönemlere bakan bu geniş çaplı proje kapsamındaki sergi, Türkiye’nin 1990’lı yıllarından sanat üretimlerini sahne ve performans kavramları odağında ele alıyor. 

Uzun soluklu bir araştırma sürecine ve çeşitli kaynaklardan toplanmış arşivlere dayanan Sahnede 90’lar, canlı performanslardan video kliplere ve televizyon programlarına kadar çok çeşitli üretimleri içeriyor. Performans sanatı örneklerine yoğunlaşırken kültür, sanat ve eğlence tarihine dair farklı pencereler açıyor; söz konusu dönemin üretimlerindeki çeşitlilik, özgünlük ve kolektif ruhun “sahne” kavramının sınırlarını nasıl genişletebildiğini gözlemleme imkânı sunuyor. 12 Şubat 2023’e kadar Salt’ın Beyoğlu ve Galata binalarında ziyarete açık olan sergimiz kamu nezdinde ilgiyle takip ediliyor.

Atölye, film gösterimleri, açık prova ve performans çalışmaları gibi herkesin katılımına açık ve ücretsiz etkinliklerimiz sergi süresince devam ediyor. Sahnede 90’lar dönemin kültür tarihine dair bir kapı aralarken, kamu programlarımız serginin sunduğu kavramsal çerçeveyi derinlemesine irdelemeyi, tamamlayıcı anlatımları ve özgün perspektifleri keşfetmeyi amaçlıyor. Benzer şekilde, düzenlediğimiz atölyeler de katılımcılara yeni deneyimler ve müşterek üretim imkânları vadediyor. 1990’lardaki performanslarına ait arşiv videolarını sergi kapsamında Salt Galata’da izleyicilere sunduğumuz koreograf Mehmet Sander’in yürütücülüğünde gerçekleştirilen hareket atölyesi bunun güzel bir örneği.

Kamu programlarına ek olarak sergiye kaynaklık eden, Türkiye’de performans sanatı odaklı araştırmanın çıktısı niteliğindeki “Türkiye Performans Araştırması 1984-1999” adlı web projemiz de performansarsivi.org adresinde herkesin erişimine açık. Yeni belgeler ve yazılarla geliştirilmesini hedeflediğimiz bu proje, Türkiye’de yapılmış performanslar üzerine bir kaynak oluşturma amacıyla başlatıldı. Aynı zamanda yeni araştırmaları da teşvik etmeyi amaçlıyoruz.

“Bu yıl olduğu gibi gelecek dönemde de hareketli bir program Salt’ta izleyicilerimizi bekliyor”

Salt’ta gelecek dönemde bizi neler bekliyor?

Bu yıl olduğu gibi gelecek dönemde de hareketli bir program Salt’ta izleyicilerimizi bekliyor. Önümüzdeki yıl için mimarlık eğitimi ve tarihine ışık tutacak yeni projeler, mekân ve çevre algımızı değiştirecek sergiler, farklı öğrenme imkânları sağlayacak programlar kurguluyoruz. Diğer yandan yıllık takvimimizin sabitleri hâline gelen Perşembe Sineması ve iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çekmeyi amaçlayan Bu son şansımız mı? gösterim programlarımızı genişletecek yeni yaklaşımlar üzerinde çalışıyoruz.

2023’te ayrıca, tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu’nun, İstanbul’un kütüğünü oluşturmak amacıyla başladığı İstanbul Ansiklopedisi ile Koçu’nun arşivi üzerine spekülatif bir arşiv sergisi ve web projesini ziyaretçilerimizle buluşturacağız. Gülsün Karamustafa, Nur Koçak ve İpek Duben özelinde gerçekleştirdiğimiz kadın sanatçı sergilerimizin devamı niteliğinde olacak yeni bir sergi de planlarımız arasında.

Etiketler:
  • Kültür

  • Sanat