Yeşil Mimari Nedir?

Küreselleşen dünya ve teknolojik yeniliklerle birlikte gelişen hayat standartlarımız, iklim değişikliği, küresel ısınma, su sorunu, kirlilik gibi çevre sorunlarını doğurdu. 1960’lı yıllardan itibaren yükselmeye başlayan sürdürülebilirlik kavramının çatısı altında, bu küresel çevre sorunlarının çözümü için çeşitli yöntemler önerildi. Beslenmeden ekonomiye, tarımdan tekstile kadar birçok alanda ortaya çıkan çevre sorunlarına, sürdürülebilir çözüm önerileri sunuldu.

 

Dünyadaki enerji tüketiminin büyük bir çoğunluğunu oluşturan binaları merkezine alan ‘yeşil mimarlık’ da sürdürülebilirliğin temas ettiği konulardan biri. Yeşil mimarinin ne anlama geldiğine ve bir binanın yeşil kabul edilmesi için hangi kriterlere sahip olması gerektiğine bakalım.

 

Yeşil Mimari ne anlama geliyor?

Yeşil mimari, içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının yer aldığı, suların geri kazanımının sağlandığı, gün ışığından mümkün olduğunca çok yararlanan, güçlü ısı yalıtımın olduğu ve enerjisini kendi üreten ileri teknoloji çevreci yapıları kapsıyor. Yeşil mimarinin avantajlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • İnşaat sırasındaki kirlilik azalır.
  • Düşük emisyon oranına sahip malzeme kullanılır.
  • Işık kirliliğine neden olunmaz.
  • Binanın bulunduğu çevrede yeşil alanlar artırılır.
  • Atık çıkışı çevreye zarar vermeyecek şekilde yönetilir.
  • Enerji tüketimi azalır.
  • Bina içinde ve peyzaj alanlarında su tüketimi azalır.
  • Yağmur ve yoğuşma suları geri dönüştürülür.
  • Gün ışığından maksimum oranda yararlanılır.
  • Bina içi hava kalitesi artırılır.

Yeşil mimari, içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının yer aldığı, suların geri kazanımının sağlandığı, gün ışığından mümkün olduğunca çok yararlanan, güçlü ısı yalıtımın olduğu ve enerjisini kendi üreten ileri teknoloji çevreci yapıları kapsıyor.

Yeşil binaların taşıması gereken özellikler neler?

Bir mimarinin yeşil sayılabilmesi için inşaatta kullanılan yapı malzemesinden harcanan enerji miktarına kadar birçok kriterin yerine getirilmesi gerekiyor. Bunları sıralayacak olursak:

  • Binanın mutlaka enerji ve kaynak tasarrufu sağlaması gerekir.
  • Bina ve çevresindeki biyoçeşitlilik korunmalıdır.
  • Binaya toplu taşıma ile ulaşma seçeneklerinin artırılması gerekir.
  • Uzun ömürlü, dayanıklı, yenilenmesi kolay ve yeniden değerlendirme kapasitesi yüksek olan bir bina tasarlanmalıdır.
  • Küçük alana sahip kullanışlı mekânlar yaratılmalı, mekân verimi artırılarak inşaat maliyeti düşürülmelidir.
  • Bina yapımında çevreye ve insanlara zarar vermeyen malzemeler tercih edilmeli, sınırlı kaynaklara ait malzemeler kullanılmamalıdır.
  • Suyun israf olmadığı ve su tüketiminin azaldığı tasarımlar tercih edilmeli. Örneğin binanın çevresel düzenlemelerinde daha az suya gereksinim duyan bitkiler seçilmeli, su ekonomisi yapan tesisat malzemesi kullanılmalı, yağmur ve gri suların (duş, çamaşır makinesi, lavabolardaki atık sular vb.) depolanıp arıtılarak bahçe sulamasında veya tuvalet temizliğinde kullanılmalıdır.
  • Binada doğal aydınlatmaya imkân veren, küf oluşmasına izin vermeyen tasarım yapılmalı; uçucu organik partiküller (VOC), böcek ilaçları, radon emisyonu, böcek ilaçları gibi çevre ve insan sağlığını riske atan toksik maddelere izin verilmemeli, bu maddelerin bina içinde kullanıp kullanılmadığı aralıklarla denetlenmelidir.
  • Aydınlatma için yüksek verimli ve nispeten daha az enerji harcayan T8 floresanlar tercih edilmelidir.
  • Isıtma ve soğutma sistemlerinde yüksek verimli, emisyon oranı düşük olan ekipman tercih edilmeli ve mümkün olduğunca ısı geri kazanımı tekniklerinden yararlanılmalıdır.

 

Dünyadan ve Türkiye’den Yeşil Bina Örnekleri

Hem verimli hem de çevreye zarar vermeyen tasarımlarıyla öne çıkan yeşil binalar, sürdürülebilir şehirleşmenin de anahtarı. Dünyadan ve Türkiye'den bu konuda örnek oluşturan 5 yapıya bakalım.

 

Garanti BBVA Teknoloji Kampüsü

İstanbul Pendik’te yer alan Garanti BBVA Teknoloji Kampüsü, Leed Gold sertifikasına sahip. Kampüs, geri dönüşüm ve inşaat aşamalarından peyzaja, enerji kullanımından atık yönetimine kadar birçok noktada sürdürülebilirliğe uygunluk sağlıyor. Binada, güneş kırıcılı tek ve çift cidarlı cephe sistemleri, iç mekânlara tamamen hava sağlayan özel ısıtma ve soğutma sistemleri bulunuyor. Bulunduğu bölgenin yoğun trafiğe sahip otoyollarla çevrili olması nedeniyle binanın cephelerinde ısı ve ses yalıtımı mevcut. Bölgedeki yağmur suyu toplanarak peyzaj ve gri su için değerlendiriliyor. Kampüs aynı zamanda Türkiye'deki en büyük üç boyutlu yeşil çatı sistemi uygulamalarından birine sahip.

The Edge - Hollanda 

Dünyanın en yüksek BREEM (Yapı Araştırma Kurumu Çevresel Değerlendirme Metodu) derecesine sahip olan bina, yeşil mimari denildiğinde akla ilk gelen yapılardan biri. Binanın çatısında toplanan yağmur suyu dönüştürülerek tuvalet sifonlarında ve binayı çevreleyen bahçe alanlarında tekrar kullanılıyor.

The Crystal - İngiltere

Zarf şeklinde tasarlanan binada, akıllı aydınlatma sistemi sayesinde gün boyunca doğal ışık kullanıyor. Gri suları dönüştürerek tekrar kullanan bu bina, enerji ihtiyacını fosil yakıtlardan değil yenilenebilir enerjilerden sağlıyor.

Pixel - Avustralya

Renkli ve göz alıcı piksel panelleriyle dikkat çeken bu bina, kullandığı elektriği ve suyu kendi üretiyor. Yağmur suyunu toplayan bitkilerin yer aldığı yeşil çatısıyla, ısı ve ışık kontrolü sağlayan cephe panelleriyle Pixel, dünyanın sayılı yeşil yapılarından biri.

Sabiha Gökçen Havalimanı Terminal Binası

Az su harcayan batarya ve rezervuar sistemine sahip olan bina, su tüketiminde ciddi oranda tasarruf sağlıyor. Bu terminal binasının yapımında geri dönüştürülmüş içerikli ve yerel malzemeler kullanılmıştır.