Rahatlık Ekonomisi Nedir? Hayatımızı Nasıl Değiştirdi?

“Rahatlık ekonomisi” (convenience economy) dilimize henüz yerleşmediğinden, iş ve sosyal çevremizde gerçekleştirdiğimiz sohbetlerde, kısacası günlük yaşamımızda karşımıza kavram olarak sıkça çıkmıyor, o nedenle kendisine pek aşina değiliz. Ancak aslında son yıllarda tercih ettiğimiz ürün ve hizmetlerin birçoğunda bu ekonominin sunduklarından faydalanıyoruz. Nasıl mı? Bu noktada size birkaç soru sorarak devam edelim:

  • Online alışveriş yapıyor musunuz?
  • Ev ihtiyaçlarınız için herhangi bir mobil uygulama kullanıyor musunuz?
  • Bir uygulama üzerinden yemek sipariş ettiniz mi?
  • Taksi çağırmak için kullandığınız bir uygulama var mı?
  • Temizlik, nakliyat, özel ders vb. hizmet ihtiyaçlarınız için online bir şirketten destek almayı tercih ettiniz mi?

Bu listeyi rahatlıkla uzatabiliriz. Bu sıralamada yer alan hizmetlerden en az birini tercih ettiğinize ise neredeyse eminiz. Çünkü günümüzün dijital dönüşüm dünyasında teknoloji büyük bir hızla gelişiyor ve internet kullanım oranının hızla artmasıyla birlikte pek çok endüstride eskiye dair sınırlar ortadan kalkıyor. İşte “rahatlık ekonomisi” tam da bu noktada kendini gösteriyor. Rahatlık ekonomisinin en genel tanımıyla “hizmet ekonomisi” olduğunu söyleyebiliriz. Hizmet ekonomisinin başrolündeyse esasen tüketicinin kontrol etme gücü bulunuyor.

Günümüzde kullanıcılar/müşteriler veya tüketiciler ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri satın alma aşamasında daha fazla kontrole sahip olmak istiyorlar.

Bu da aslında şu anlama geliyor: Tüm ürün ve hizmet alışverişlerimizin bize “rahatlık” sunmasını yani ihtiyaçlarımıza istediğimiz zaman, istediğimiz yerde ve istediğimiz şekilde ulaşabilmeyi arzuluyoruz.

 

Mobil açıdan çok daha entegre bir çağda yaşıyoruz. Günümüzde özellikle teknolojiyle iç içe olan Y ve Z kuşakları, yepyeni beklentilerin şekillenmesinde ve hizmet dünyasının bu beklentilere göre kendini yenilemesinde önemli bir etkiye sahip. Tek bir tuşa basarak deyim yerindeyse “hizmeti kapıya getirme” dönemindeyiz. Şöyle bir geçmişe dönelim; çok değil, bundan sadece 10 yıl önce taksi çağırmak için bir taksi durağını arıyor ve gelmesi için 15-20 dakika, hatta bazen daha uzun süreler beklememiz gerektiğini biliyorduk. Ancak bugün zamanımız öylesine kıymetli ki ne beklemek ne de bu gibi hizmetler için fazla efor sarf etmek istiyoruz.

 

“Rahatlık” zirveye oynuyor

Deloitte’in yaptığı 2020 Perakende Endüstrisi “Bir Vaat Olarak Rahatlık araştırması da ürün ve hizmet tercihleri açısından “rahatlığın” her geçen gün nasıl bir yükselme ivmesi gösterdiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, Amerika’da yetişkin tüketicilerin 3’te 2’den fazlası ücret açısından şeffaflığı, ürünün kalitesini ve sağladığı rahatlığı diğer tüm satın alma kriterlerinden daha yukarıda tutuyor. Rahatlığın merkezinde insan odaklı bir bakış açısının yattığının vurgulandığı araştırmada, hepimizin rahatlığı pek çok farklı açıdan tanımlayabileceğimize dair örnekler veriliyor. Gelin, bu örneklerin bazılarına birlikte bakalım:

  • “Bana zaman kazandırıyor.”
  • “Daha fazla seçeneğe çok daha kolay ulaşıyorum.”
  • “İhtiyaçlarıma tam karşılık gelen hizmetlere özel olarak erişebiliyorum.”
  • “Tüm ihtiyaçlarıma tek bir uygulamayla ulaşıyorum.”

 

Yukarıdakilere benzer pek çok cümle, rahatlık ekonomisini bu kadar hızlı benimsememizin nedenleri hakkında önemli bir içgörüye ulaşmamızı sağlıyor.

Ülkemizde rahatlık ekonomisine bakış nasıl?

Twentify’ın Digital Age için 2019’da yaptığı Dijital Odaklı Rahatlık Ekonomisi araştırmasına göre katılımcıların yüzde 89’u yeni mobil teknolojilerin yaşamlarına konfor ve rahatlık kattığını söylüyor. Ancak yine aynı araştırmada önemli bir bulgu dikkat çekiyor; katılımcıların pek çoğu ailesine ve sosyalleşmeye vakit ayırmaktansa mobil uygulamalarla zaman geçirmeyi tercih ediyor. Katılımcılara hangi dijital platformları kullanmayı daha sıklıkla tercih ettikleri sorulduğundaysa; yüzde 65’le ödeme uygulamaları, yüzde 61’le mobil mesajlaşma uygulamaları ile sosyal medya ve yüzde 36’yla online alışveriş uygulamaları öne çıkıyor.

 

Rahatlık ekonomisiyle fazla mı “rahatladık”?

Rahatlık ekonomisi; startup ekosistemi, teknolojinin sunduğu imkânlar ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda büyük bir hızla ilerliyor ilerlemesine ama bu “rahatlığın” zaman zaman cebimize zarar verebileceğini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

 

Kaç kez evimizde veya ofisimizde bir alışveriş uygulamasından kıyafet sipariş edip sonrasında, “Bunu da neden aldıysam vakti zamanında?” diye sorduk kendimize? Veya sırf evimizden çıkmaya üşendiğimizden, köşe başında taze sebze ve meyveleriyle bizi bekleyen semt pazarımıza uğramaktansa bir market uygulamasından ihtiyaçlarımızı daha pahalıya karşılamayı tercih ettik? Uzun sözün kısası; defteri-kalemi elimize alıp ayda kaç kere bu uygulamaları kullandığımızı ve bu nedenle ne kadar fazla harcama yaptığımızı hesap etsek, bizi şaşırtacak rakamlarla karşılaşmamız çok olası. Üstelik bu uygulamaların bizi birbirimizden sosyal anlamda uzaklaştırdığına dair eleştiriler ve gözlemler de yok değil… Rahatlık ekonomisiyle fazla “rahatlamış” olabilir miyiz? Belki de alışkanlıklarımızı dönem dönem yeniden gözden geçirerek objektif bir bakış açısıyla nerede durduğumuzu daha iyi gözlemleyebiliriz. Ne dersiniz?

 

__________

Burada yer alan yazılar, finansal bilgiler, birikim ve tasarruf önerileri, genel yorum ve tavsiyelerden oluşmakta olup yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım, birikim ya da tasarruf kararı verilmesi ve hareket edilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Etiketler:
  • Online Alışveriş

  • İnternet

  • Finansal Sağlık

  • Birikim

  • Tasarruf

  • Alışveriş