Müziğin Sürdürülebilir Geleceğe Katkısı

Müzik festivalleri; binlerce insanı bir araya getiren, kültürü, sanatı ve eğlenceyi kutlayan etkileyici deneyimler sunar. Ancak bu büyülü atmosferin arkasında ciddi bir çevresel yük yatıyor. Özellikle ulaşım, enerji tüketimi, atık üretimi ve su kullanımı gibi unsurlar, bir festivalin karbon ayak izini ciddi şekilde artırır. Festivallerin karbon ayak izini düşürmek çevreye verilen zararı minimize etmek adına oldukça önemli. Bununla birlikte, bu konuda duyarlı etkinliklerin, katılımcıların iyi yönde dikkatini çektiğini ve sponsorlar dahil toplumun büyük bir kısmından da takdir topladığını ayrıca söylemek gerekir. Bu anlamda, özellikle son yıllarda, karbon ayak izini düşürmenin organizatörlerin hassas olduğu konulardan biri hâline geldiği açık. İşin özü; müzik festivallerinde sürdürülebilirlik konusu artık yalnızca bir tercih değil, bir zorunluluk.

Karbon ayak izi; bir etkinliğin, ürünün veya bireyin atmosfere saldığı sera gazlarının (özellikle karbondioksit, CO2) miktarıdır. Müzik festivallerinde karbon ayak izi; enerji tüketimi (sahne aydınlatmaları, ses sistemleri, jeneratörler), katılımcıların ve sanatçıların ulaşımı, yiyecek-içecek üretimi, atık yönetimi ve altyapı gibi unsurlardan oluşur. Örneğin; A Greener Future (AGF) 2024 raporuna göre, bir festivalin karbon ayak izinin yaklaşık %80’i ulaşım, %15’i enerji kullanımı ve %5’i ise atık yönetimi ile ilişkilidir.

“Müzik festivallerinde karbon ayak izi; enerji tüketimi (sahne aydınlatmaları, ses sistemleri, jeneratörler), katılımcıların ve sanatçıların ulaşımı, yiyecek-içecek üretimi, atık yönetimi ve altyapı gibi unsurlardan oluşur.”

Festivaller, Karbon Ayak İzlerini Azaltmak için Neler Yapabilir?

İngiltere’de Shambala Festival ve Finlandiya’da Flow Festival gibi Avrupa’nın birçok festivali sürdürülebilirlik konusunda çok ciddi adımlar atıyor. Massive Attack’in 2024’te gerçekleştirdiği Massive Attack Act 1.5 konseri düşük karbonlu bir konser olarak Guinness Dünya Rekoru kırdı. Etkinlik, tamamen yenilenebilir enerjiyle çalıştı ve karbon ayak izi geleneksel bir konsere kıyasla %90 oranında azaltıldı. Hatta sektörün güçlü olduğu ülkelerden İngiltere'de, sadece bu iş için kurulmuş ve büyük festivallere danışmanlık hizmeti veren şirketler var. Peki festivaller, karbon ayak izlerini azaltmak için neler yapabilir?

 

1. Enerji

Festivaller; sahne aydınlatmaları, ses sistemleri ve diğer altyapılar için genellikle dizel jeneratörlere bağımlıdır. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve enerji verimliliği önlemleri karbon ayak izini önemli ölçüde düşürebilir.

Festivaller için daha iyi bir enerji planlaması, hibrit teknolojiler, solar paneller ve biyoyakıtlar gibi yenilenebilir enerji kullanımı her geçen gün daha önemli hâle geliyor. Örneğin Portekiz’de yapılan Boom Festival, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını güneş enerjisi, biyoyakıtlar ve şebekeye dayalı yenilenebilir kaynaklarla karşılıyor.

Dizel yerine HVO (hidro işlem görmüş bitkisel yapı) kullanımı da karbon emisyonlarını %50-90 oranında azaltabilir. Örneğin Glastonbury Festivali, 2022’de bazı sahnelerinde HVO’yu kullanarak enerji kaynaklı emisyonlarını %20 azalttı.

LED aydınlatmalar ve enerji tasarruflu ses sistemleri de enerji tüketimini %30’a kadar düşürebilir. Primavera Sound (İspanya), LED ışıklandırma kullanarak enerji tüketimini %25 azalttı.

 

2. Ulaşım

Bir festivalde; katılımcıların, sanatçıların ve ekipmanların taşınması karbon salımının %80 kadarını oluşturur. Bu nedenle, festival noktalarının toplu taşıma ağı içerisinde yer alması önemli. Öte yandan, organizatörlerin, toplu taşımayı teşvik etmek için festival bileti alanlara indirimli toplu taşıma imkânı sunmaları veya araç park ücretlerinde “paylaşımlı araç” kullananlara indirim yapmaları artık sıkça rastlanan kampanya örnekleri. Bu anlamda yurt dışındaki festivaller, araç paylaşım aplikasyonları BlaBlaCar ya da LiftShare gibi oluşumlarla çeşitli anlaşmalar yapıyor. Bazı festivallerse otobüsle ya da bisikletle gelen kullanıcılara yeme-içme alanlarında indirim sağlayarak bu araçların kullanılmasını teşvik ediyor.

 

3. Çevreye Duyarlı Yeme-İçme Alanları

Bir festivaldeki yeme-içme operasyonu; yiyeceklerin üretiminden alana taşınmaları için harcanan enerjiye ve üretilen yiyeceklerin oluşturduğu atığa kadar birçok noktada karbon emisyonunu etkiliyor. Ayrıca et yoğun yiyecekler de emisyonu artırıyor.

Günümüzde festivaller, vegan/vejeteryan yiyecek çözümlerine odaklanırken sadece lokal üreticilerle çalışmayı da ön plana çıkartıyor. Yerel kaynaklardan temin edilen organik gıdalar, ulaşım ve kimyasal gübre kaynaklı emisyonları azaltır. Örneğin Øya Festivali (Norveç), yiyeceklerinin %100’ünü yerel ve organik kaynaklardan sağlıyor. Bunun, festivalin gıda kaynaklı emisyonlarını %40 azalttığını ayrıca not edelim.

GarantiBlog_ARAGörsel_JPEG - Müzik-Festivalleri-Sürdürülebilirlik_AraGörsel

4. Çöp Yönetimi ve Plastik Kullanımı Azaltmak

Müzik festivalleri büyük miktarda çöp ve atık üretir. Ve bu atıkların ciddi bir bölümü maalesef plastikten oluşuyor. Bu nedenle festivallerin yeme-içme alanlarında tek kullanımlık plastiklere yer vermemesi ve çöp ayrıştırması oldukça kritik bir konu. Depozitolu bardak kullanımı veya geri dönüşümlü mataralarda ücretsiz su dağıtımı bu anlamda son zamanlarda festivallerde sıklıkla gördüğümüz bir yöntem. Glastonbury Festivali 2019’da tek kullanımlık plastik şişeleri yasakladı ve yeniden kullanılabilir su şişeleri için ücretsiz dolum istasyonları kurdu. Bu, festivalde plastik atık miktarını %50 azalttı.

 

5. Tuvaletler

Her çektiğimiz sifonda ortalama 15 litre su harcıyoruz. Festival alanlarında son yıllarda kullanılan kompost tuvaletler hem su tüketimini sonlandırıyor hem de insan kaynaklı atıkları dönüştürüyor. Kompost tuvaletler, en basit anlatımıyla, su kullanımına gerek duymadan insan dışkısını gübre hâline getiren bir sistem. Avrupa ve Amerika’da evlerde de kullanılmaya başlanan bu sistemler çevreye zarar vermezken aslında toprak için de oldukça faydalı bir ürün (gübre) üretiyor. Örneğin Portekiz’de gerçekleşen Boom Festival, 348 adet kompost tuvalet kullanarak ortalama 500 bin litre su tasarrufu sağladı. Aynı zamanda 30 binden fazla katılımcıdan topladığı tonlarca gübre ile toprağa katkı sağlamış oldu.

 

6. Dijital Biletleme

Kâğıt bilet bastırmak; basımda kullanılan kâğıdın yanı sıra mürekkep ve baskı için tüketilen enerji de düşünülürse çevre için oldukça maliyetli bir seçenek. Son yıllarda birçok festival sadece dijital biletleme ile çalışıyor. Kullanıcıların cep telefonlarına ulaşan biletler, çalınma, unutulma, kaybolma gibi riskleri de ortadan kaldırıyor.

Unutmamak gerekir ki müzik festivalleri, yalnızca eğlence değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm için güçlü bir platform olabilir. Katılımcılar, sponsorlar ve organizatörler sürdürülebilirlik ilkelerini benimsediğinde hem doğaya saygılı bir kültür oluşur hem de sektörün geleceği güvence altına alınır.

Etiketler:
  • Sanat

  • Müzik

  • Kültür