Teknoloji Koronavirüs ile Nasıl Mücadele Ediyor?

Bu yazı, BBVA.com’da yayımlanan Technology Against Coronavirus adlı makaleden uyarlanmıştır.

 

Teknoloji dünyası bugün içinde bulunduğumuz pandemi koşullarında, süreci pek çok açıdan daha az zararla atlatabilmemizi sağlamak için çalışıyor. Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar, bu küresel sağlık krizinin etkilerini hafifletmek amacıyla teknolojiyi odağına alıyor.

Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar, bu küresel sağlık krizinin etkilerini hafifletmek amacıyla teknolojiyi odağına alıyor.

Virüsün yayılım aşamalarını eksiksiz takip edebilmek için veri toplayan uygulamalardan hastanelerde kullanılmak üzere geliştirilen 3D suni solunum cihazlarına kadar, Koronavirüs ile mücadeleye katkı sunan pek çok teknolojik proje bu dönemde öne çıkıyor.

 

Özellikle Koronavirüs’ün hızla yayılmasıyla yaşanan bazı güçlüklerin üstesinden gelinmesi noktasında açık kaynak veri projeleri ve tasarım girişimleri dikkat çekti. Pandemi sürecinde teknoloji; hastalığın ilerleme durumunu ölçümlemek, sağlık merkezlerinin acilen ihtiyaç duydukları malzemelere erişebilmelerini sağlamak ve sosyal mesafenin yan etkilerini az da olsa hafifletebilmek için kullanılıyor. İşte Koronavirüs ile mücadelede öne çıkan bazı inovatif fikirler…

 

Virüsün genetik ağacını anlayabilmek için büyük verinin kullanımı

SARS-CoV-2 olarak adlandırılan bu yeni virüsün nasıl davrandığını anlamak, yayılımını durdurabilecek önlemleri tanımlayabilmek açısından büyük önem taşıyor. Nextstrain, bu noktaya devreye giriyor. Bir açık kaynaklı proje olan Nextstrain, Koronavirüs gibi hastalık yapan madde veya mikroorganizmaların evrimini gösteren veriler, sıralamalar ve görselleştirmeler sunuyor. Bu projeyle; epidemiyologların, bu virüsün farklı ülkelerde nasıl geliştiğini ve virüsün doğasını değiştirebilecek muhtemel mutasyonları anlayabilmelerine yardımcı olmak amaçlanıyor. 700 virüs vakasının genetik dizilimini bilim dünyasıyla paylaşan Nextstrain, virüsün diğer ülkelere yayılmasıyla virüsün hastalığa neden olma yeteneğinin değişmediğini doğrulayan bir kanıt ortaya koydu.  

 

Makineler tedavi bulmayı öğreniyor

Eğer yeterli düzeyde kaliteli veri mevcutsa; yapay zekâ, bu hastalığın gelecekte nasıl bir eğilim göstereceğini öngörebilmek, hatta muhtemel tedaviler aramak amacıyla kullanılan güçlü bir araç olarak kendini gösterebilir. Nitekim biyoteknoloji şirketi AbCellera, Koronavirüs’e yakalanıp iyileşen hastaların antikorlarından tedaviler geliştirme hedefiyle makine öğrenme modeli kullanıyor. Şirket, hastaların iyileşmesini sağlayan antikorları üretebilen bağışıklık hücrelerini ararken, 5 milyondan fazla bağışıklık hücresini analiz etti ve tüm bu süreçte yapay zekâ teknolojisini kullandı. Daha şimdiden 500 antikor, yapay zekâ sayesinde önümüzdeki dönemde Koronavirüs tedavisinde kullanılabilecek muhtemel adaylar olarak tanımlandı.

 

Hastaneler için teletıp sistemi

Teletıp, hastaneleri yönetilmesi güç olan hasta akınlarından korumak amacıyla geliştirilen bir seçenek olarak öne çıkıyor. Teletıp sayesinde tanı ve teşhis süreçleri çok daha hızlı ve kolay hale geliyor. Hastaların yalnızca teletıp hizmeti için geliştirilen bir uygulamaya sahip olması, hastalık belirtilerini tarif etmesi ve bir doktorun kendilerine sanal tanı koymasını beklemeleri gerekiyor. Hepsi bu! Dünyada teletıp teknolojisinin başarıyla kullanıldığı örnekler mevcut. Çin’in Şanghay şehrinde faaliyet gösteren Xuhui devlet hastanesinde teletıp yoluyla Tibet’te, hatta Fransa’da bulunan hastalarla görüşüldü. İspanya’da ise Sevilla merkezli şirket Open Salud, tüm doktorların veya kliniklerin hastalarına yardımcı olmak için en iyi yöntemi belirlemesine izin veren ücretsiz telekomünikasyon platformunu hayata geçirdi. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın da radyolojik tetkiklere ait görüntülere 7 gün 24 saat web ortamında erişilmesini, bu görüntülerin raporlanabilmesini, radyologlar arası telekonsültasyon yapılabilmesini, tıbbi görüntü ve raporların kalite açısından değerlendirilebilmesini ve e-Nabız uygulaması üzerinden vatandaşlarla paylaşılabilmesini sağlayan teletıp sistemi bulunuyor.

 

Yardım hatlarının yoğunluğunu azaltmak için bir uygulama

Güney Kore’de hayata geçirilen bir uygulamadan esinlenen İspanya’nın Madrid şehrindeki bölgesel hükümet, hem uygulamadan hem de web sitesi üzerinden ulaşılabilen “Corona Madrid” isimli bir uygulamayı tanıttı. Bu uygulama sayesinde Koronavirüs’e yakalandıklarından şüphelenen kişiler, belirtilerini göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapıyor ve bu değerlendirmenin sonucuna göre tedavi için atılacak adımlar hakkında bilgilendirmeler ve tavsiyeler alabiliyorlar. Birkaç İspanyol şirketinin ortak girişimiyle geliştirilen bu uygulamayla, sağlık otoritelerine pandeminin bölgesel boyutuyla ilgili daha fazla bilgi sunmanın yanı sıra bölgesel Koronavirüs yardım hatlarında yaşanan yoğunluğu azaltmak amaçlanıyor.

 

3D yazıcı teknolojisi sayesinde suni solunum cihazı üretimi

Suni solunum cihazları, en ağır Koronavirüs vakalarını tedavi etme sürecinde hayati önem taşıyor. Dünyanın dört bir yanındaki farklı üretici grupları bu sorunu çözmek için kafa kafaya verdi. Bu üretici grupları, 3D yazıcılarla suni solunum cihazı üretebilmek için Telegram gibi uygulamalar aracılığıyla açık kaynaklı tasarımlarını paylaştıkları iletişim platformları kurdu. 3D yazıcısı olan herkes, gerekli solunum cihazı parçalarını üreterek bu işbirliğine katkıda bulunabiliyor.

 

Projenin hızla sonuç verdiği görülüyor. Sadece birkaç gün içinde, İspanya'daki 3D suni solunum cihazı üretici gruplarından biri olan Reesistencia Takımı’nın üyeleri, bir domuzda başarıyla test edilen bir solunum cihazı prototipi oluşturabildi. Şimdilerde cihazın insan üzerinde test edilebilecek aşamaya gelmesi için Asturias Bilim Konseyi, Merkez Hastanesi’nin tıp uzmanları ve Oviedo Üniversitesi’nin desteğiyle çalışmalarını sürdürüyorlar.

 

Soruları yanıtlayan chatbot

Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO), güncel enfeksiyon oranları ve virüsten korunmak için neler yapılabileceği gibi Koronavirüs hakkında sıkça sorulan sorulara yanıt vermek amacıyla WHO chatbot uygulamasını başlattı. +41 79 893 18 92 numarası üzerinden erişilebilen WHO’nun chatbot’u son derece basit bir kullanıma sahip. Doğal bir dil kullanmayan chatbot’tan farklı konular hakkında bilgi almak isteyen kullanıcılar, numaralar veya emojiler gönderiyor. Örneğin, Koronavirüs ile ilgili son rakamları öğrenmek isteyen kullanıcılar “1” rakamına basıp yolluyor. Eğer seyahat konusuyla ilgili bir bilgi edinmek istiyorlarsa, “5”e basıp göndermeleri gerekiyor. WHO’nun chatbot’u Facebook’a ait olan WhatsApp platformunda faaliyet gösteriyor. Teknoloji devi Facebook sahte haberleri yayan sayfaları kaldırırken, resmi bir bilgi kaynağı sağlayan kullanıcılarının yayınlarının en üstte görünmesini sağlayan Koronavirüs Bilgi Merkezi’ni de hayata geçirdi.

Görüntülü aramalar insanları bir arada tutuyor

Görüntülü arama uygulamaları, özellikle yalnız yaşayan kişilerin sevdikleriyle bağlantıda kalabilmeleri için “olmazsa olmaz” uygulamalar haline geldi. En popüler uygulamalardan bazıları, New York Times'a göre pandeminin başlangıcında bir günde yaklaşık 600 bin indirilen Skype, WhatsApp, Google Hangouts, Duo, Webex ve Zoom oldu. Facebook Messenger’ın görüntülü arama özelliğinin kullanımında, şirket kaynaklarına göre pandeminin başlangıcından bu yana yüzde 70 artış yaşandı.

 

Bu uygulamalar hem evden çalışan ekiplerin kolayca toplantı yapabilmelerini sağlıyor hem de sevdiklerimizle iletişimde kalmamıza aracılık ediyor. Son birkaç haftada görüntülü arama kullanımı öyle yaratıcı bir noktaya ulaştı ki konserler, atölyeler, sanal toplantılar, doğum günü partileri ve düğünler bile görüntülü arama uygulamaları sayesinde düzenlenir hale geldi.

 

Teknoloji, Koronavirüs döneminde pek çok açıdan etkisini göstermeyi sürdürüyor. Tüm bu gelişmeler göz önüne alındığında, önümüzdeki günlerin teknoloji ekosistemi açısından bizlere hangi sürprizleri sunacağını merak etmeden duramıyoruz!

Etiketler:
  • Big Data

  • İnternet

  • Dijital Güvenlik